Selçuk
Tarih hazinesi, doğa cenneti
8 bin yıllık geçmişi topraklarında yaşatan Selçuk, arkeoloji, tarih, din ve kültür açısından dünyanın en önemli merkezlerindendir. Buna bir de doğal güzellikler eklenince unutulmaz bir gezi kalır Selçuk dönüşünde akıllarda…
Sahip olduğu kültürel ve tarihsel değerleri ile ülkemizin önde gelen turizm merkezlerindendir Selçuk. Efes Antik Kenti başta olmak üzere sahip olduğu kültür varlıkları ile dünya çapında seçkin bir yere sahip olan İzmir’in tarihi dokularla bezeli ilçesindeki ilk yerleşmeler, günümüzden 8 bin yıl kadar geriye gider.
İzmir – Aydın karayolunda ilerlerken sağ tarafta gördünüz Keçi Kalesi, ilçe sınırlarına yakınlaştığınızın habercisidir. Kentin simgesi haline gelen leylek yuvaları ile misafirlerini karşılayan Selçuk’un sokaklarında keşfe çıktığınızda, çağlara direnerek varlığını sürdüren eski dönem yapıları tarihsel bir yolculuğa çıkarır sizleri. Efes Antik Kenti’nden, Meryem Ana Evi’ne, St. John Kilisesi’nden Bizans Su Kemerleri’ne, Selçuk Kalesi’nden, Osmanlı Dönemi’nden günümüze gelen camilere kadar pek çok eser, tarih yolculuğunuza rehberlik ederken, alternatif turizm seçenekleri ve Pamucak Sahili’nin mavi bayraklı plajları ile her mevsim tatilin tadı başkadır Selçuk’ta.
Çağlar boyu uygarlık
İlk çağın en ünlü şehirlerinden biri olan Efes, Küçük Menderes nehrinin sularını boşalttığı körfezin yakınında kurulmuştur. Tarıma elverişli toprakları, Doğu’ya açılan büyük ticaret yolu oluşu, gerek putperestlik gerekse Hıristiyanlık döneminde çok önemli bir dini merkez oluşu, tarihe büyük kent olarak geçmesini sağlamıştır. İlim ve sanat dünyasında da adını duyurmuş, ünlü kişiler yetiştirmiştir. Bunlar, rüya tabircisi Artemidorus, şair Callinos ve Hipponax, filozof Herakleitos, ressam Parrhasius, gramer bilgini Zenodotos’tur. Efes’in tarihi M.Ö.6000’lere kadar inmektedir ki bunu, son yıllarda Arvalya ve Çukuriçi höyüklerinde ele geçen buluntular ortaya çıkarmıştır. Ayasuluk Tepesi’nde yapılan kazılar da burada Erken Tunç Çağı’ndan Helenistik Çağ’a kadar kesintisiz yerleşmenin var olduğunu göstermiştir. Bu da Eski Efes’in Ayasuluk Tepesi’nde olduğunu, buranın Anadolu Kavimleri ve Hititler tarafından iskân edildiğini kanıtlamaktadır. Ayrıca Hitit yazılı metinlerinde Apasas olarak geçen kentin bu kent olduğu da kesinleşmiştir. Yazarlar Strabon ve Pausanias, tarihçi Herodot, Efesli şair Callinos gibi antik kaynaklar Efes’in Amazonlar tarafından kurulduğuna ve yerli halkın Karyalılar ve Lelegler’den oluştuğuna işaret etmektedirler.
M.Ö.1050‘de, Androklos, diğer kolonistler gibi Anadolu’ya gelmiş, Efes ve civarını almıştır. M.Ö.7.y.y.’da Kimmerler’in istilasına uğrar ve Artemis Tapınağı yerle bir edilir. M.Ö.560’da Lydialılar tarafından Efes, Artemision çevresine taşınır. Daha sonra Kral Barışı’nın (M.Ö.386) sonunda Efes, Büyük İskender’in gelişine dek sürecek olan Pers egemenliği altına girer.
Bugün gezilen Efes, Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö.300’de kurulmuştur. Efes, Bizans Çağı’nda tekrar yer değiştirmiş ve ilk kurulduğu Ayasuluk Tepesi’ne gelmiştir.
1304 yılında kesin olarak Türkler’in eline geçmiş ve 1426 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1914’de Ayasuluk adı Selçuk olarak değiştirilmiş ve Kurtuluş Savaşı sonrasında bir süre Akıncılar adıyla anılan Selçuk, 1957’de İzmir’in ilçesi durumuna getirilmiştir.
Nereleri görebilirsiniz?
Efes Antik Kenti: İlk çağın en ünlü şehirlerinden biri olan Efes, Küçük Menderes Nehri’nin sularını boşalttığını körfezinin yakınında kurulmuştur. Tarıma elverişli toprakları, doğuya açılan büyük ticaret yolu olması, gerek putperestlik gerekse Hıristiyanlık döneminde çok önemli bir dini merkez olması, tarihe büyük bir kent olarak geçmesini sağlamıştır. Efes’in tarihi M.Ö. 6000’lere kadar uzanmaktadır. Bugün Antik Efes Kenti’nin yaklaşık yüzde 20’si kazılmış olmasına rağmen, dünyada ziyaret edilebilen alan olarak en büyük antik kent, ülkemizde en çok ziyaretçi çeken ören yeri özelliğini taşır.
Artemis Tapınağı: Efes’teki Artemis Tapınağı, dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinir. Tapınağın en büyük özelliği; Helen dünyasının antik çağda mermerden yapılmış en büyük anıtsal ölçüdeki ilk mimarlık eseri olmasıdır. Görkemli tapınağın her ne kadar bugün yerinde bazı temel kalıntılardan başka bir şey kalmamışsa da, kazı sırasında ele geçen parçalardan yararlanılarak eserin rekonstrüksiyonunu çizme olanağı doğmuştur. Helenler gelmeden önce Artemis Tapınağı’nın yeri, yörenin halkı tarafından tapınılan Kibele’ye ait bir kutsal alandı. Arkaik Artemision’un altında bulunmuş olan güzel fildişi ve altın sanat eserlerinin birçoğu İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde korunmaktadır.
Bugün Antik Efes Kenti’nin yaklaşık yüzde 20’si kazılmış olmasına rağmen, dünyada ziyaret edilebilen alan olarak en büyük antik kent, ülkemizde en çok ziyaretçi çeken ören yeri özelliğini taşır.
Selçuk Kalesi: Saint John Kilisesi’nin kuzeyinde, tepenin en yüksek kısmında bulunan iç kale, son zamanlarda yapılan araştırmalara göre Efes’in ilk yerleşme yerinin üstünde yer alıyor.
Bugün görülen sur duvarları Bizans, Aydınoğulları ve Osmanlı dönemlerine ait. Taş, tuğla ve harçla örülmüş olan duvarlar 15 kule ile desteklenmiş. Kale içinde taş döşemeli sokaklar, çeşitli büyüklükte sarnıçlar, bir cami ve en yüksek kısımda bir kilise kalıntısı var.
Efes Müzesi: Tüm sene boyunca açık tutulan müzede, çoğunluğu Efes kazılarında, bir kısmı da Klaros gibi yakın çevrede ortaya çıkarılmış eserler sergileniyor. Efes Müzesi, içerdiği eserler, ziyaretçi kapasitesi ve kültürel etkinlikleri ile Türkiye’nin en önemli yerel müzesi.
Meryemana Evi: Selçuk’a 9 kilometre uzaklıktaki Meryemana Evi, Bülbül Dağı’nın üzerinde bulunuyor. İsa’nın ölümünden 4 ya da 6 yıl sonra, St. John’ın Meryem Ana’yı Efes’e getirdiği biliniyor. Müslümanlarca da kutsal sayılan evde, Papa VI. Paul’un 1967’deki ziyaretinden sonra, her yıl Ağustos ayının 15. gününde ayinler düzenlenmekte ve bu ayinler büyük ilgi görmektedir.
St. John Bazilikası: İncil yazarı St. John’un mezarının bulunduğu kilisedir. İmparator Justinien ve karısı Theodora tarafından yaptırılmıştır. Bizans Su Kemerleri: St. John Takip Kapısı’nın doğusundan başlayıp ilçe içinde ve özellikle istasyon çevresinde sağlam olarak kalmış olan Bizans su kemerleri, Şirince Boğazı’nda devam eder ve kuzeye doğru yönelir. Bunlar, Belevi ile Selçuk arasındaki Pranga Mevkii doğusundaki su kaynaklarından sağlanan içme suyunu, Selçuk Ayasuluk Tepesi’ndeki Bizans dönemi yerleşimine ve Ortaçağ’ın Hac merkezi olan St. John Kilisesi’ne ulaştırıyordu.
İsabey Camii: 1375 yılında Aydınoğlu İsabey tarafından Mimar Ali’ye inşa ettirilmiş. 51 x 57 metre ölçülerindeki bu camide Efes’le Artemis Tapınağı’ndan getirilen mimari parçalar, özellikle sütunlar kullanılmış. Mihrap ve minber mermerden yapılmış. Bundan başka Selçuk içinde halen kullanılan dört mescit ve birçok yıkık ve onarılmış mescit ve kümbet yer alıyor. Bu eserler Aydınoğulları ve Osmanlı dönemine tarihlenir.
Yedi Uyuyanlar: İmparator Decius zamanında putperestlerin zulmünden korkan yedi Hıristiyan genci Panayır Dağı eteklerindeki bir mağaraya sığınırlar ve 200 yıl süren derin bir uykudan uyandıktan sonra Theodosius II zamanında Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edildiğini öğrenirler. Bu mucizevî olaydan ötürü mukaddes kişiler olarak kabul edilen yedi genç öldükten sonra yine bu mağaraya gömülürler.
Belevi Mausoleumu: İzmir yolu üzerinde Selçuk’tan 13 kilometre uzaklıktaki yol kavşağının doğusunda, Belevi beldesinde bulunan bu anıt, dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnassos Mausoleumu’ndan sonra Anadolu’nun en büyük ve en yüksek mezar anıtıdır. Helenistik Çağ’a tarihlenen anıtın ayrıca M.Ö. 246’da Efes’te ölen Seleukos kralı Antiokhos II’nin mezarı olduğu da ileri sürülür.
Çetin Kültür Köyü: Selçuk, Pamucak Mevkii’nde yer alan bu kültür köyünde geleneksel kıyafetler içerisinde Anadolu kültürünü yansıtan el yapımı karakterler sergileniyor.
Pamucak Sahili: Efes sahilinin eski ismi Pamucak plajıdır. 11 kilometre uzunluğunda olan plaj, Türkiye’nin en uzun plajları arasında yer alır. Selçuk’a 8, Antik Efes Kenti’ne ise 6 kilometre mesafededir. Plaj kumlu, güneşli ve suyu temizdir. İki adet mavi bayraklı plaj bulunur. Her türlü su sporu ve kamp yapmak için uygun bir sahildir. Pamucak bölgesinde otellerin yanı sıra kamping alanı, aquapark ve Kuşadası yolu üzerinde Selçuk’a 10 kilometre mesafede kırmızı çamlarla kaplı orman dinlenme alanı yer alır. 100 kişilik piknik alanında içme suyu ve büfeler bulunur. At ve cip safarileri gibi egzotik aktivitelerin yapılabildiği parkurların bulunduğu Efes sahili, hayal edebileceğiniz her türlü su sporu ve eğlencenin yaşandığı ve muhteşem gün batımı manzaraları ile diğer Ege sahillerinden ayrılan eşsiz bir eğlence ve kültür turizmi merkezidir.
Çamlık Lokomotif Müzesi: Selçuk’tan Aydın yoluna girdiğinizde, 8 kilometre sonra Çamlık Köyü’nde ilginç bir açık hava müzesiyle karşılaşırsınız. Eski buharlı lokomotiflerin ve vagonların sergilendiği bu müze 70-80 sene önce çalışmış ama şimdi emekliye ayrılmış trenleri tanıtıyor.
Selçuk Tren İstasyonu: İlk demiryolu hattı olan 130 kilometrelik İzmir – Aydın hattına ilk kazma bir İngiliz şirketine verilen imtiyazla 1856 yılında vurulmuştu. 1867 yılında hizmete açılan istasyon halen faaliyettedir.
Selçuk Kuş Cenneti: Selçuk Gevekirse Gölü Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası Antik Efes Kenti’nin kuzeyinde Efes ve Pamucak arasındaki bin hektarlık alanda bulunuyor. Küçük Menderes’in Pamucak kıyıları kuzeyinde denize döküldüğü bataklık kesimde birkaç küçük gölcüğün ve sazlıkların yer aldığı bu çevrede 30-40 tür kuş ve memeli hayvan yaşar. Bunlar arasında dalgıç, pelikan, çeşitli türde ördek, çulluk ve kınalı keklik gibi kuşların yanı sıra yaban domuzu, tilki, çakal gibi kara hayvanları bulunuyor. Göçmen kuşlar için bir yuvalama yerinden çok bir konaklama ve barınma niteliğinde bir yerdir.
Saadet Hatun Hamamı (Selçuk)
Türk hamamlarının kökeni Roma hamamlarına dayanır. Bu dönemlerde hamamlar yalnızca temizlenme yerleri değil, aynı zamanda masaj ve spor yapılan, sohbet edilen yerlerdi. Roma Devrinde önemli bir yer tutan hamam kültürü Bizans Devri ortalarına dek etkisini sürdürmüş, daha sonra Akdeniz ülkeleri ve Avrupa’da unutulmuş, Türklerle birlikte yeniden ve daha canlı olarak ortaya çıkmıştır. Anadolu’da Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde sanatsal ve işlevsel değerleri yüksek çok sayıda hamam yapılmıştır.
Selçuk İlçesi’nde bilinen 7 eski Türk hamamı vardır. Bu hamamlardan biri de kitabesine göre Saadet Hatun Hamamı olarak adlandırılmaktadır. Saadet Hatun’un kim olduğu kesin bilinmemekle birlikte Aydınoğulları Beyliği soyundan gelen seçkin biri olduğu düşünülmektedir. 16. yüzyıla tarihlenen hamam geleneksel Türk hamamlarının birçok özelliklerini taşır, soğuk, ılık ve sıcak olmak üzere üç bölümlüdür. 1970 yılına dek yıkık durumda olan hamam 1972 yılında Efes Müzesi’nce onarılmıştır. Hamam, yakınındaki Efes Müzesi konferans salonu olarak kullanılan kervansaray ve Ayasuluk Mescidi ile bir külliye oluşturmakta idi.
İsa Bey Hamamı (Selçuk)
İzmir ili Selçuk ilçesinde, Ayasuluk Kalesi ile St. John Kilisesi’nin bulunduğu tepenin yamacında bulunan bu hamam İsa Bey Camisi ile birlikte yapılmıştır. Kitabesi günümüze gelemediğinden, yapım tarihi kesinlik kazanamamakla beraber caminin yapım kitabesine dayanılarak h. 776 (1375) yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır.
Hamam kesme taş ve tuğladan yapılmış olup, klasik Türk hamamlarının özelliklerini yansıtmaktadır. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklıktan meydana gelmiştir. Bütün bu bölümler pandantifli kubbelerle örtülmüş olup, kubbe kasnaklarında stalaktitli bir friz çepeçevre dolaşmaktadır.
Hamam günümüzde iyi bir durumdadır.
Hamam (Selçuk)
İzmir ili Selçuk ilçesinde kalenin batısında, İsa Bey Camisi’nin kuzeyindeki bir arazide bulunan bu hamamın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Yapı üslubundan Aydınoğulları döneminde, XIII.-XIV. yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır. Harap bir durumda olmasına rağmen özelliğini koruyan hamamın duvarları kısmen yıkılmış ve çatlamıştır. Üzeri üç kubbe ile örtülü olan hamamın kubbelerinden ikisi tamamen yıkık durumdadır.
Kesme taş ve moloz taştan yapılan hamam 18.00×12.00 m. planlı olup, duvarları düzgün sıralar halinde moloz taş ve tuğlanın alternatifli biçimde örülmesi ile meydana getirilmiştir. Kubbelerinde yalnızca tuğla kullanılmıştır.
Hamamın soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana geldiği anlaşılmaktadır. Doğu yönünden içerisine girilen hamamın soğukluk kısmı 4.60×4.20 m. ölçüsünde dikdörtgen planlıdır. Üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık kare planlı olup, 4.60×4.60 m. ölçüsündedir. Üzeri pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür.
Günümüzde hamam harap bir durumdadır.
Efes Bizans Hamamları (Selçuk)
İzmir ili Selçuk ilçesi, Ephesos antik kentinin kuzey yönündeki meydan ortasında bulunan bu hamam karmaşık bir plan düzeni göstermektedir. Büyük olasılıkla MS. VI. yüzyılda yapılmıştır.
Kesme taş ve mermerden yapılan hamamın batı cephesini boydan boya kaplayan büyük bir salon bulunmaktadır. Bu salonun dinlenme amaçlı yapıldığı sanılmaktadır. Bunun doğu yönünde, cadde üzerinde birbirlerinden ayrı iki yapı daha dikkati çekmektedir. Bunlardan güneydekinin ortasında yarım yuvarlak olan bölümün ne amaçla kullanıldığı bilinmemekle birlikte bir salon görünümündedir. Buradan doğu ve batıya açılan kapılarla da daha küçük salonlara geçilmektedir. Diğer yapı daha karmaşık bir plan düzeni göstermektedir. Bu yapının ortasındaki üzeri tonozla örtülü olduğu sanılan hamamın sıcaklık kısmı ile doğusunda da küçük yıkanma yerleri bulunmaktadır.
Hamamda yapılan kazı çalışmaları sırasında çok sayıda küp ile karşılaşılmıştır.
Efes Liman Hamamları (Selçuk)
İzmir ili Selçuk ilçesi, Ephesos antik kentinde Liman ile Gymnasion arasında Liman Hamamı bulunmaktadır. Hamam MS.II. yüzyılda yapılmış ve İmparator II.Constantinus (337-361) zamanında onarılmıştır.
Ephesos’un en büyük yapılarından biri olan hamam kuzey-güney yönünde, 160×170 m. ölçüsünde ve 28 m. yüksekliğindedir. Roma dönemi hamamlarında olduğu gibi doğusunda yapının bütününü kapsayan uzun bir salona yer verilmiştir. Bunun ortasında frigidarium (sıcaklık), iki yanında da soyunma odaları bulunmaktadır. Frigidariumun ortasında 30 m. uzunluğunda elips şeklinde büyük bir havuz vardır. Bu bölüm duvarlara dayalı olarak 11 m. yüksekliğinde pembe ve gri granit sütunlarla çepeçevre kuşatılmıştır. Sütunların başlıkları mermerden kompozit üsluptadır. Bunlar tuğladan yapılmış tonozlu çatıyı taşımaktadır. Soyunma yerleri büyük blok taşlardan yapılmış olup, oldukça kalın payelerle birbirlerinden ayrılmıştır. Her bölümün içerisine geniş nişler yerleştirilmiştir. Kazılarda rastlanılan heykellerin bu nişlere yerleştirildiği anlaşılmaktadır.
Hamamın sıcaklığı olan calderium frigidariumun batısında geniş ve yüksek bir salon görünümündedir.
Skolastikia Hamamı (Selçuk)
İzmir ili Selçuk ilçesi, Ephesos antik kentinde, Kuretler Caddesi’nin kuzeyinde, Traian Çeşmesi ile Hadrianus Mabedi arasında yer almaktadır. Efes’teki yapıların en büyüklerinden biri olan bu hamam üç katlı olarak yapılmıştır. Skolastikia Hamamı MS. I. yüzyılda yapılmış ve IV. Yüzyılın sonuna kadar çeşitli dönemlerde onarılmıştır.
Roma İmparatorluk döneminde hamamların kendine özgü kuralları vardı. Bunlardan zengin ve yoksul tüm şehir halkı yararlanırdı. Fakirlerden ücret alınmaz, zenginler ise daha çok öğleden sonra hizmetkârları ile birlikte hamamlara gider ve burada uzun süre kalırlardı. Roma hamamlarında önce apoditerium (soyunmalık)denilen bölümde soyunulur, sudotoriumda terlenir, calderiumda da yıkanılırdı. Yıkanmadan sonra da tepidariumda diğer kişilerle sohbet edilir, siyaset yapılırdı. Son olarak da frigidarium denilen soğuk havuza girilirdi.
Skolastikia Hamamı’nın iki ayrı girişi vardır. Bunlardan bir tanesi Kuretler Caddesi’nde, diğeri de doğudaki sokak içerisindendir. Bunlardan her iki kapı da apoditeriuma açılırdı. Son derece büyük ölçüdeki bu salonun içerisinde de nişler bulunuyordu. Bu nişlerden biri içerisinde MS. IV. yüzyılda hamamı son kez onartan Christian Skolastika’nın heykeli bulunmuştur.
Apoditeriumun batısında frigidarium bulunmaktadır. Bunun ortasında elips planlı soğuk su havuzu vardır. Apoditeriumun kuzeyindeki kemerli bir kapıdan hamamın ılıklığı olan tepidariuma geçilmektedir. Bu bölümün duvarlarında ve zemininin altında sıcak hava dolaşımını sağlayan künklere yer verilmiştir. Bu bölümün doğu duvarı kenarında rastlanan renkli küçük mermerlerden mozaik parçası hamamın orijinal tabanının mozaiklerle kaplı olduğuna işaret etmektedir. MS. IV. yüzyılda yapılan onarım sırasında bunun üzerine mermer kaplamalar yerleştirilmiştir. Tepidariumdan küçük ve dar bir kapı ile calderiuma girilir. Günümüze iyi bir durumda gelmiş olan bu bölümün duvarları çeşitli dönemlerde yapılmış mermer ve tuğla levhalarla kaplanmıştır. Ayrıca zemine de pişmiş topraktan sıcak havayı dolaştıran kanallar yapılmıştır. Sıcak havanın sağlandığı külhan (hippocaus) bu bölümün batısında bulunmaktadır.
Her mevsim hareketli
Deve Güreşleri Festivali: Deve Güreşleri Festivali Selçuk’ta Ocak ayının üçüncü hafta sonunda düzenlenir. Bir gün öncesinde kortej geçişi, tanıtım ve eğlencelerin yapıldığı festivalde güreşler pazar sabahı başlar ve o gün içerisinde biter.
Selçuk Kurtuluş Şenlikleri: Selçuk’un düşman işgalinden kurtulduğu 8 Eylül tarihinde her yıl şenlikler düzenlenir. Yerli ve yabancı sanatçıların verdiği konserler, folklor gösterileri, konferanslar, sergiler gibi çeşitli etkinlikler hafta boyunca sürer.
Şirince Şarap Festivali: Selçuk’un ismi gibi şirin olan köyü Şirince’de her yıl Ekim ayı içerisinde şarap festivali düzenlenir. Şirince Köyü’nde çok eski zamanlardan bu yana yapılan bu çok ünlü şarapların tadına festival süresince bakabilir ve köyün tarihsel ve doğasal güzelliğiyle iç içe yaşayabilirsiniz.
Selçuk-Efes Kültür, Sanat ve Turizm Festivali: 1962 yılından beri her yıl Mayıs ayının ilk haftası süresince yapılan uluslararası bir festival haline gelmiştir. Festivalin daha önceki yıllarda taşıdığı folklorik ve turistik özellikler göz önüne alınarak 1977 yılından itibaren halk el sanatlarının bilimsel ve turistik açıdan geliştirilmesi ve değerlendirilmesi festival programı içine alınmıştır. Ayin Törenleri: Meryemana Evi’nde her yıl 15 Ağustos’ta ayin törenleri düzenlenir. Bu ayinlerle Hıristiyanlar, hac görevlerini yerine getirirler. Ayin sabah saat 10.00’da başlar. Ayrıca 431. Konsül toplantısının Efes’teki Meryem Kilisesi’nde yapılmasından ötürü, burada her yıl Ekim ayının ikinci pazarı ayin düzenlenir. Bu ayin de sabah saat 10.00’da başlar.
Dağ yürüyüşüne uygun
Dört bir tarafı yeşilliklerle örtülü, çok yüksek olmayan tepeciklerle çevrili Selçuk, dileyen turistlerin dağ yürüyüşü yapmasına elverişlidir. Bunlara en güzel örneklerden biri ilçenin yaklaşık olarak 15 kilometre ötesindeki Keçi Kalesi’ne yapılacak yürüyüştür. Kaleye çıkış en kolay kuzey tarafından gerçekleşip yer yer kireçtaşı bloklardan yapılmış Ortaçağ’dan kalma bir yol takip edilerek yaklaşık 1 saat kadar sürer. Yörenin yüksek olmayan dağlarında bisiklet turları da düzenlenebilir.
Atla gezinti keyfi
Selçuk’ta her tür alternatif turizm çeşidini bulabilirsiniz. Bunlardan bir diğeri de atla gezinti turlarıdır. Şirince – Çamlık köyleri ve Çamlık – Sultaniye köyleri arasında at ile gezebileceğiniz at gezi yolu bulabilirsiniz. Değişik tur organizasyonlarını Selçuk’taki seyahat acenteleri ile bağlantı kurarak elde edebilirsiniz. Ayrıca Dr. Sabri Yayla Bulvarı’nda ise gezi ve koşu yolu mevcuttur.
Uçak turları
İzmir İl Özel İdaresi’nce küçük uçaklar için Efes Antik Kenti’nin yakınına bir havaalanı yaptırılmıştır. THT uçuşları (kısa mesafeli uçuşlar) ile Bodrum, İstanbul ve İzmir’e gidilebilmektedir. İlçenin yaklaşık 3 km ötesinde yer alan Efes havaalanında yüksek sezonda pilotluk ve paraşütle atlama eğitimi verilmekte ve paraşüt yarışmaları düzenlenmektedir. Ayrıca günübirlik gezi programlarına da katılabilirsiniz.
Ne yenir?
Tarihi ve doğal güzelliklere sahip Selçuk’ta ayrıca kendisine has özelliklerdeki Türk mutfağı örneklerini de bulabileceksiniz. Selçuk’un bulunduğu Ege Bölgesi balık (levrek, kefal gibi) ve deniz ürünleri (midye, kalamar gibi) ile ünlüdür. Bundan başka Selçuk ve çevresi bitki (ebegümeci, arapsaçı gibi) yemeklerinin ünlü olduğu bölgedir. Selçuk ve köylerinde her çeşit yaz ve kış meyveleri (elma, üzüm, karpuz, şeftali gibi) de taze dalında bulabilirsiniz. Yöreye özgü peynir çeşitlerinden (tulum, teneke gibi) ve yoğurt ile ayranından tatmadan ilçeden ayrılmayın. İlçenin adeta simgesi haline gelmiş ve adıyla bir anılan meşhur çöp-şiş’imizi de ayrı bir yere koymak gerekir. Ve elbette ki Selçuk’a gelip bir de Şirince’ye çıkıp da ünü dünyaya yayılmış olan şarap çeşitlerini asla unutmamak lazım.
Nasıl gidilir?
Ege Bölgesi’nin batısında, İzmir-Aydın karayolunun 73. kilometresinde bulunan Selçuk’a otobandan özel aracınızla gidebileceğiniz gibi İzmir otogarından kalkan minibüslerle de ulaşabilirsiniz. Ayrıca nostaljik bir yolculuğu tercih edenler için İzmir’den kalkan trenlerle de Selçuk’a 1,5 saatte ulaşmanız mümkün.
Yorum gönder