Naziler de krallar da Fuar’ın konuğuydu

Naziler de krallar da Fuar’ın konuğuydu

Geçmiş yıllardaki fuarlar sırasında İzmir, 20 Ağustos-20 Eylül arası, bir ay süreyle adeta Türkiye’nin başkenti olurdu. Fuarın konukları bir yandan dinlenip eğlenirken, bir yandan da yeni bir yıla yüksek moralle hazırlanırdı. Biz de nostaljik duygularla adeta zaman tüneline girdik ve o eski fuarlardan söz ederek şimdiki kuşaklara yaşanan o güzellikleri aktarmak istedik…

NEREDE O ESKİ FUARLAR! – GÜRKAN ERTAÇ
İzmir Enternasyonal Fuarı, Avrupa’nın en eski fuarı olarak yaşlı kıtada çok önemli bir yere sahipti. Konuk ülkeler en önemli ekonomik silahlarıyla fuarı renklendirirlerdi.
SSCB ile Amerika bir yandan uzay çalışmalarıyla gövde gösterisi yaparken, Almanlar, Lozan Kapısı’ndan girişte hemen sağda, Mercedes, BMW, Volkswagen, Audi ve diğer markalar son model arabalarını teşhir ederdi.
Her ülkenin kendini tanıttığı mamuller hayranlıkla izlenirdi. Ama en önemlisi, başta Egeliler olmak üzere tüm Türkiye’nin İzmir Fuarı’na gösterdiği olağanüstü ilgiydi. İnanmayacaksınız, fuara insanlar bir yıl öncesinden hazırlanırdı.
Manisa, Aydın, Denizli ve Uşak’tan günübirlik fuar turları düzenlenirdi. Ekonomik durumu iyi olanlar otellerde, pansiyonlarda uzun süre kalır, olmayanlarsa gece yarısı otobüslerle kentlerine dönüş yapardı. Ülkenin ünlü sanatçıları fuarda şova girişir, çok iş yapanlar kışı da garantilerdi.
KONSERLER VE KABARELER
Zeki Müren’den Müzeyyen Senar’a, Gönül Yazar’dan Behiye Aksoy’a kadar tüm ses sanatçıları gazinoları parsellerken, tiyatronun gözdeleri, İstanbul Tiyatrosu (Sururi’ler), Kenter’ler, Dormen Tiyatrosu, Devekuşu Kabare, Nejat Uygur ve daha niceleri İzmir’e akın ederdi. Fuarın konukları adeta bir yılın yorgunluğunu bir ay içerisinde giderir, yeni bir yıla yüksek moralle hazırlanırlardı.
İzmir, 20 Ağustos-20 Eylül arası, bir ay süreyle Türkiye’nin başkenti olurdu. Görkemli devirlerdeki ismiyle İzmir Enternasyonal Fuarı ve de 20 Ağustos tarihi artık benim için geçmişte kalan bir güzellik, bir nostalji anlamı taşıyor.

FUARIN AÇILIŞI İPLE ÇEKİLİRDİ
İzmir Fuarı, 20 Ağustos-20 Eylül tarihleri arasında tam 1 ay herkes için önemli bir buluşma durağıydı. Çünkü sadece İzmirliler değil, tüm Ege, hatta Türkiye’nin dört bir yanından konuklar, İzmir Fuarı’nın açılışını iple çekerdi. İç turizm canlanır, mutlu saatler geçirmenin tadını doyasıya yaşardı. Egeliler fuara özel hazırlıklar yapar, randevular o tarihte İzmir’de bulunmaya yönlendirilirdi.
YILLARCA İÇ TURİZMİN BEŞİĞİ OLDU
Uçaklar, otobüsler ful çeker, oteller yılın en büyük cirosunu yapar, tıklım tıklım dolardı.
Sadece onlar mı, taksilerinden tutun, gıda sektörü, özellikle şimdi adına “fast-food” denilen karın doyurma yerleri dolup dolup taşardı.
Yetmezdi, Kahramanlar ve Alsancak’ta evler bir-iki aylığına yüksek bedellerle kiralanır, pansiyonlar inanılmaz doluluk oranını yakalardı.
İzmir Fuarı Türkiye’nin eğlence dünyasının da doğal merkeziydi. Elbette İhtisas Fuarları da önemli ama ben ‘Fuar’ denilince bizim çocukluğumuzun, gençliğimizin geçtiği 60-70 yıl öncelerini, “Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” diye tatlı tatlı anımsıyorum.
ÖNEMLİ BİR LİMAN KENTİ
İzmir her zaman dünyanın gözü gibi baktığı önemli liman kentleri arasındadır ve hala bu özelliğini koruyor. Tabii deniz ve liman bağlantısı demek, eğlencenin de o yörelerde şaha kalktığı anlamına geliyor. Şimdi hazin yıllar yaşayan Beyrut, bir zamanlar zenginliğiyle ünlüydü, dünyanın dört bir yanından eğlence düşkünü zenginler Lübnan’ın başkentini mesken tutarlardı.
Ve Beyrut’tan sonraki durak mutlaka İzmir olurdu.
FUARA GİRİŞ HEYECANI UNUTULMAZ
Gazinolar dolar taşar, ülkenin en ünlü sanatçıları, şovmenleri fuarın gözde temsilcileriydi.
İzmir Fuarı bir ay süreyle sadece İzmir’in değil, tüm Ege’nin hazırlandığı ve katıldığı bir ilginç buluşmaya sahne olurdu.
Yıl boyuncu fuara hazırlıklar yapılır, oteller, akrabalar, dostların evleri dolar taşardı. Bizim aile, genellikle Namık Kemal Lisesi’nin karşısında 26 Ağustos Kapısı’ndan girerdik içeri, solda Tariş’in buz gibi şırasından içmeden geçmek olmazdı. Sonra sırada birdenbire dev Sovyetler Birliği Pavyonu’yla karşılaşırdık. O sırada Türkiye’de “Komünistler Moskova’ya” sloganı yerleştirildiğinden, pavyonu gezerken, sergilenen eserlere teknik ekipmanları hayranlıkla izlerken içimizde bir korku da bulunuyordu.
İşte Yeni Asır’da ilk kez yayınlanan bir belge fotoğraf. İzmir Fuarı’nın 1936 yılındaki açılış töreninde Nazi Almanyası ve Yunanistan Krallığı bayraklarının yanı sıra o dönem tek partili rejimin temsilcisi olan CHP bayrağı dalgalanıyordu.
İşte YENİ ASIR’da ilk kez yayınlanan bir belge fotoğraf. İzmir Fuarı’nın 1936 yılındaki açılış töreninde Nazi Almanyası ve Yunanistan Krallığı bayraklarının yanı sıra o dönem tek partili rejimin temsilcisi olan CHP bayrağı dalgalanıyordu.
EĞLENCENİN MERKEZİ
Ve oradan eğlence mekanlarını, seç, seç beğen. Göl Gazinosu, Noyaner’lerin Akasyalar’ı, Bornovalı Nuri’nin Luna Park Gazinosu, Ekici Över, Manolya, Kürt Beşir’in (Öge) Çamlık Senar’ı (Müzeyyen Senar aşığıydı rahmetli) Ulutanırların Kübana’sı, Saffet Kuyaş’ın Mogambo’su…Kiminin parası, kiminin duası. Hali vakti yerinde olanlar programları içerden, yoksullar dışardaki banklarda oturarak izlerlerdi.
Fuar sadece Türkiye için değil tüm dünya ülkeleri için de önemli bir olaydı. Nazi Almanyası’ndan tutun, Yunanistan Krallığı’na kadar 80 ülke İzmir’e akın ederdi.
Dünya çapında ne kadar yıldız ve grup varsa bu doyumsuz kente, konser vermek için koşardı. Şimdiki İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin bulunduğu yerde eskiden Sibel Gazinosu vardı. Mehmet Ulutanır ve oğlu Ali Ulutanır’ın sahibi olduğu mekanda, Gloria Lasso, Al Bano-Romina Power, Sacha Distel, Dario Moreno, Salvatore Adamo gibi süper şarkıcılar, Latin Amerika’nın en gözde grupları Los Paraguayos, Los İndios, Los Machucambos, Los Espanoles ve Les Chakachas, İzmirlilere doyumsuz günler, saatler yaşattılar.
İHTİSAS FUARLARI ÖNEMLİ AMA
İhtisas Fuarları’nın İzmir’e kazandırdığına sözümüz yok ama, o milyonların ziyaretçisi olduğu, ailecek müzik ve sahne sevdalarının giderildiği o eski fuarları nasıl özlüyoruz, bilemezsiniz. Zamanı kısıtladık, fuarın önemini baltaladık. Biz de eskiye hayıflanarak sizlere o dönemin güzelliklerini tatlı tatlı anımsayarak aktarmak istedik.

Rate this post