Kokaryalı spor ve sanatla Güzelyalı oldu

CENNET YOLU KORDONBOYU – GÜRKAN ERTAÇ
Her ne kadar, birbirlerinin uzantısı olduğu için Göztepe ile Güzelyalı’yı anlatımda birleştirip kaynaştırsalar da, aslında iki ayrı semttirler. Eski devirde Konak’tan Sarı Kışla’nın önünden, Güzelyalı Depo Durağı’na kadar (Şimdiki Ahmet Adnan Saygun Kültür ve Sanat Merkezi) tramvaylar çalışırdı, daha sonra da troleybüsler.
Semte Kokaryalı adının verilmesi İzmir’in gidilen tek banyo yerlerinin burada bulunmasından ve denizle birleşip koku salmasından kaynaklanıyordu. Banyolara kadınlar ayrı, erkekler ayrı girerdi. Deniz kirletildiği için ve etrafa koku yayıldığı için adı zamanla Kokaryalı’ya çıktı. Daha sonra spor ve sanat alanındaki gelişmelerle adı Güzelyalı’ya dönüştü.
İLK KÖŞKÜN SAHİBİ SABRİ BEY
Göztepe Gürsel Aksel Stadı’nın hemen arkasında Güzelyalı’nın ilk köşkünün sahibi sigortacı Sabri Korur ve ailesi otururdu.
Oğlu Tanju okul arkadaşımdı.Taçsız Kral Metin Oktay’ın ilk eşi Oya Sarı, Akdeniz Kimya’nın sahibi Ünal Heris (Babası ünlü işadamı Tahsin Heris), seçkin politikacı ve işadamı Haluk İrtegün’le de sınıf arkadaşıydık. Güzelyalı’nın sembol isimleri arasında, şaşaalı dönemlerin yöneticisi Özdemir Boyar, Kocakaptan Gürsel Aksel, ağabeyi futbol yıldızlarından Güler Aksel, ünlü futbolcu- antrenör Ruhi Karaduman, eski ünlü kaleci Özcan Maro (yönetici ve kuyumcu Bülent Maro’nun babası), seçkin futbolcular Önder Sapanlı, Seracettin Kırklar, Türkiye çapındaki yelkenci aile, Muzaffer, Haluk ve Fetul Kalkış, Türk Futbolunun buldozeri, Gol Kralı Fevzi Zemzem, efsane kalecilerden Ali Artuner, ağabeyi Abdullah, kardeşi Göztepe müzesini kuran yönetici Adil Artuner, Göztepe’de başkanlık da yapan İzmir’in ilk röntgencisi Fahri Işık, oğlu yönetici Ziya Işık, yine kulübün önemli isimlerinden Dr. Ekrem Hakkı Özhan, efsanenin kalecilerinden Güngör Çilekçiler, Cudi Vergili, Fuji Mehmet (Türken), Şarlo Mehmet (Kırmızıbayrak), Okyay Karagözoğlu semtin gözdeleri.
SEMTİN UNUTULMAZ İSİMLERİ
Kemeraltı Çarşısı’ndaki ilk eczane ve ıtriyatçılarından, A.Ordu Gençlik ve Spor Kulübü kurucularından Kemal Kamil Aktaş ve ailesi de Güzelyalı’lıydı. Yine İzmir işaleminin ünlü ailesi Filibeliler’den Rahmi Filibeli ve oğlu Süleyman Filibeli de bu güzel semtte yaşadı. Cihat Kalkış, ünlü yelkenci Selim Kalkış, Faruk Şamlı, Şevki- Macit Birsel (Göztepe’de başkandı) oğlu Murat Birsel, helvacılar kralı Ziya Beşe, Göztepe Başkanlıkları da yapan Özdemir Arnas ile Orhan Daut Güzelyalı’da yaşayan büyük değerlerdi.
Göztepe’nin unutulmaz başkan ve işadamları Zeki Özkul, oğlu Bülent Özkul, yine eski başkanlardan Levent Ürkmez, sembol isimlerden Erdem Yücel, Şafak Kundura sahibi Mehmet Hancı, Altınökçe Ayakkabı’dan Mehmet Altınökçe, Keresteci İhsan Kayın, Göztepe’de başkanlık da yapan Nejat Tezol, Ahmet Tezol, oğlu Halim Tezol, İzmir’in ünlü tacirlerinden Ali İhsan Göryakın’ın eşi Nihal abla (Teyzemin kızı), oğulları Cumhur Göryakın, diğer oğlu milli yelkenci Hakan Göryakın, milli yelkencilerden Kemal Kayın, olimpiyatlarda yarışan Hayri Karabilgin- Altan Yalman ikilisi hep bu değerli semtin unutulmaz isimleriydi.

ÇORUM’DAN GELEN DEHA
Şakir Kuruş ağabeyimiz Çorumlu. Astsubay olarak İzmir Denizgücü’ne geldi, geliş o geliş. Güzelyalı’nın efsaneleri arasına girdi, o semti de yuva olarak belledi. Kaptanlığını ve antrenörlüğünü yaptığı Denizgücü’nü dev rakipler arasından zirveye taşıyıp Başbakanlık Kupası Şampiyonu yaptı. İzmir’e Denizgücü’ne gelenler, futbolda yeni baharlarını yaşadı.
Kuruş, disiplini ve verdiği eğitimle, emekli olana dek mavi-beyazlı takıma zaferler kazandırdı. Burada evlendi ve mutlu bir hayat sürdürüyor.
GÜZELYALI’NIN GURURLARI
Göztepe Yelken Kulübü eski başkanı Müfit Yılmaz, ağabeyi Ticaret Matbaası sahibi Mehmet Yılmaz (Başkanlık yaptı) , uzun yıllardır ABD’de yaşayan milli yelkenci oğlu Raşit Yılmaz, Yelken Federasyonu Başkanlığı yapmış, hayatını yelkene ve olimpiyatlara adamış Macit Buluç, milli basketbolcu Sabri Turmak Güzelyalı’nın sembol isimleri, Cücen’ler de Göztepe’nin sporda seçkin ailesi.
Mustafa Cücen başkanlık yaptı, kardeşi değerli antrenör Ahmet Cücen de çok hizmet etti. Gırgır Süpürgeleri’nin sahibi Göztepe Kulübünün eski başkanı Tacettin Hiçyılmaz, İzmir’in tanınmış futbolcu-yelkencilerinden Emin Çandarlı, Göztepe’nin eski futbol yıldızlarından Sedat Çağlayan, saygın futbolcu-hoca Bayram Erbil, Erdoğan Akın (Eski Göztepeli kaleci, milli futbolcu İbrahim Akın’ın babası) hep Güzelyalı’nın gurur duyduğu isimlerdi.
PROFESÖRLER YETİŞTİ
Güzelyalı Parkı’nın tam karşısında deniz kenarında Cura’lar otururdu.
Türkiye’yi imrendirecek bir biçimde ailenin hemen hemen tüm fertleri tıp alanında profesördü.
Prof. Dr. Sabiha Cura Özgür, 1957 yılında Ege Üniversitesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nı kurdu, 1989’da emekli oluncaya dek 32 yıl boyunca görev yaptı. Ölünceye dek çocukların annesi, anneannesi, büyükninesi oldu. İlk eşi Reşat Ertat’tan olan oğlu Ahmet Ertat da Prof. Dr. unvanıyla özellikle spor tıbbı konusunda büyük ün yaptı. İkinci eşi Pediatri uzmanı Prof. Dr. Tuğrul Özgür’dür. İkinci eşinden olan oğlu Naci Özgür de doktordur.
Kardeşi Prof. Dr. Orhan Cura ve kardeşi Prof. Dr. Alphan Cura da tıpta iz bırakan isimlerdi. Alphan Bey’in oğlu Prof. Dr.
Cenk Cura’yı genç yaşta yitirdik. Babası Çeşme yolunda onu her zaman anmak için bir hatıra ormanı kurdu. Görücüoğulları, Orhan Görücüoğlu ve ailesi de semtin ileri gelenlerinden.
‘MAÇA BEŞLİSİ’
Güzelyalı’da yerleşmiş değerli isimler saymakla bitmez. Güzelyalı Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Ahmet Sabri Özazar, Güzelyalı Eczanesi sahibi Nevzat Özerdemli, oğlu ünlü Maça Beşlisi müzik grubundan Vecihi Özerdemli, Cemil Atlas, buzdolapları yokken semtin buz ihtiyacını karşılayan ve herkes tarafından sevilen Buzcu Mahmut Amca, baharatçı Baskın ve Akın Selez kardeşler de Güzelyalı’nın namlı isimleri. İzmir’e restoran ve kaliteyi taşıyan Bonjour’un sahibi Orhan Uslu ve eşi Suzan Uslu da Güzelyalı’nın ünlü isimleriydi.
HAVA HARP OKULU’NU KAPTIRDIK
Güzelyalı denilince akla gelen en büyük askeri kuruluş Hava Eğitim Komutanlığı, Hava Harp Okulu ve askeri hastaneydi. Hava Harp Okulu’ndan en nadide pilotlar yetişti, maalesef daha sonra bu okulu İstanbul’a kaptırdık. Hava Harp Okulu sporda öncülüğün simgesiydi.
Garnizonda bulunan salonda son derece nadide sporcular yetişti.
Göztepe’nin her derdine derman olan Albay Latif Özlü, Albay Reşat Erel, Albay Sadi Ercan başta olmak üzere, spora aşık komutanlarla Türkiye’ye damga vuracak başarılar sağlanmıştı.

PETROL KRALI BAŞKAN
Göztepe’de iz bırakan bir aile de Sepil’ler… Anne-baba avukatlar Mehmet Doğan ve Aliye Sepil, oğulları Göztepe’nin şimdiki başkanı Mehmet Sepil, kardeşi yelkenci Ahmet Sepil’e ayrı bir parantez açmak gerek. Doğma büyüme Güzelyalı’lı olan Göztepe Kulübü Başkanı Mehmet Sepil, dünyaca tanınan bir kişiliğe sahip. Ona, ‘Petrol Kralı’ da diyorlar. Irak’ta petrol kuyuları bulunan Sepil, 2011 yılında FORBES dergisinin dünyanın en zengin işadamları değerlendirmesinde 1140. sırada yer buldu.
Çocukluğunda, büyüyünce ne olacağını soranlara, “Göztepe’ye başkan olmak isterim” diye cevap veren Mehmet Sepil, sarı-kırmızılı takımı yeniden o şaşaalı dönemlerine götürmek için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor. Hedefini de “Göztepe’yi uluslararası alanda itibar sahibi bir kuruluş haline getirmek” olarak açıklıyor.
Özellikle sarı-kırmızılı taraftarlarla bütünleşmeyi hedef sayan başkan Mehmet Sepil, Süper Lig’deki maçlarını 50 bin kişilik Atatürk Stadı yerine 6 binlik Doğanlar Stadı’nda oynuyor, “Benim paraya ihtiyacım yok. Atatürk Stadında tribünler zemine uzak.
Seyircimin oyuna etkisi olmuyor. Bu nedenle sürekli Doğanlar’da oynayacağız” diyor. Ve rakip ne kadar büyük olursa olsun, dar gelirli taraftarları da düşünerek kale arkası bilet fiyatlarının tüm sezon 15 lira olarak kalacağını açıkladı.
Ne diyelim böyle başkan dostlar başına.

AVNİ ANIL’I ANIYORUZ
Güzelyalı’dan az ötede, Üçkuyular’da Türk Musikisi’nin anıt ismi Avni Anıl yaşadı, orayı sevdi ve yaşamının son günlerini bu semtte geçirip Balçova’ya defnedildi. 1998’de Kültür Bakanlığı’ndan Devlet Sanatçısı unvanını alan Anıl’ın, 120 eserinden en önemlilerini buraya alalım:
“Rüya gibi uçan yıllar, biraz durun, durun biraz…”, “Dilşad olacak diye kaç yıl avuttu felek…”, “Biraz kül, biraz duman, o benim işte…”, “Kader, kime şikayet edeyim seni, bilemem…” ve “Unutulmuş ne varsa, sevgiden geri kalan…” İşte böyle… Günlerdir Cennet Kordonboyu’nda gezinti yapmaya çalıştık. Ama her zaman yazmanın, konuşmaktan iyi olduğunu savunmuşumdur. Bir Konak-Kokaryalı gezisiydi burada yaptığımız. Elbette unuttuklarımız, eksiklerimiz olabilir, affola…