Kestelli Yokuşu ve Özsütün Doğuşu

Kestelli Yokuşu ve Özsütün Doğuşu

Kestelli Caddesi ve Havra Sokağı, Kemeraltı’nın olmazsa olmaz parçalarıydı. 75. yıldönümünü kutlayan tatlı imparatorluğu Özsüt gibi Türkiye’nin elit değerleri de Kestelli’den ve Özel Yusuf Rıza Okulu’ndan filiz verdi

70 YIL ÖNCE KEMERALTI / GÜRKAN ERTAÇ
Kemeraltı tarihinde Konak, Salepçioğlu, Başoturak, Kestane Pazarı camileri önemli yer tutar. Tabii Kestelli Caddesi ve Havra Sokağı da tarihi çarşının en önemli ticarethanelerini barındıran yerlerdir. Kestelli yokuşunda, kasap Abdül Eregüler, yanında meşhur tatlıcı Sefer Urlulu (Özsüt-Küçücük dükkandan başlayarak oğullarının girişimciliğiyle imparator olan ve 75. yılını kutlayan firma), saatçi Doğan, ilerde İzmir’in tek Zührevi ve Tenasül Hastalıkları Hastanesi de Kestelli’deydi. Evlenmek isteyen gençler mutlaka bu hastaneden temiz raporu alarak nikah masasına otururlardı. Ve İzmir’in tüm seçkin ailelerinin evlatları da Özel Yusuf Rıza İlkokulu’nda okurlardı. Buradan Türkiye, hatta dünya çapında değerler yetişti. Okulun karşısında da aynı zaümanda ünlü bir bestekar olan ve Türk Musikisinin unutulmaz isimleri arasına giren Ali Ulvi Baradan’ın fotoğraf stüdyosu vardı. Dünyaca ünlü seramik sanatçısı Ümran Baradan’ın babasıydı Ali Ulvi Bey. “Yemeni bağlamış telli başına. Henüz girmiş 13-14 yaşına… Edalı, işveli, köylü güzeli…” diye başlayan şarkısı uzun yıllar Türkiye’de dillerden düşmedi. Ve Yeşilçam’ın unutamadığımız isimlerinden, gazeteci, meşhur foto muhabirlerinden Hüseyin Baradan’ı da Kestelli’den sözederken analım. Tabii Türk Musikisi denince saz üretenlerin başında gelen cümbüşçü, udçu Zeynel Abidin’in dükkanını es geçmek olmaz. Kestelli’nin uzantısında da Kestelli Kız Orta Okulu vardı.
KUYUMCULAR ÇARŞISI
Kestelli sapağını terkedip Kuyumcular Çarşısı’na giderken pastırma ticareti yapan Çeşmeli Ahmet, Pertev Susup Bakkaliyesi, ünlü helvacı Genç Osman, yanında Osmanlı Bankası Kemeraltı Şubesi, karşısında Mehmet Fidan, Yumurtacı-Balıkçı Hüseyin Bayol, Mehmet Eltutan, Yıldız Lokantası sahibi Cevdet Bey, yanında İzmir’in en önemli ayakkabı ticarethanelerinden Zaptçıoğlu. Baba Ahmet Ziya Zaptçıoğlu, oğulları Erol Zaptçıoğlu ve milli yelkenci Yusuf Zaptçıoğlu. Balıkçı Mustafa Yılmaz, Balıkçı İsmail karşıda boyacı Erson İpek, tulum peyniriyle ünlü peynirci İsmail, ayakkabıcı Salamon Adato, börekçi Ali Kaptan, dönerci Akif Türkbaş, karşıda camcı-mefruşatçı Mustafa Camcı, börekçi Nusret ve Sait İzmit kardeşler (Sonradan karşıda inşaat malzemeleri dükkanı açtılar) yanında saatçi-gözlükçü Aziz Şuşut, karşılarında İzmir’in en seçkin kundura mağazalarından Kamil Fevzi Çilengiroğlu. Kamil Fevzi’nin yanında uzun yılmlar Eczacılar Odası Başkanlığını da yapan Nedim Çelikel’in eczanesi vardı. Nedim Bey Kemeraltı’nın adeta sağlık müdürüydü. Kimin ne derdi var, Nedim Bey’e koşardı. Dar gelirlilere ücretsiz ilaç verirdi, herkes tarafından çok sevilirdi.
ARAP HANI HALA GÖZDE
Arap Hanı Kemeraltı’nın önemli uğrak yerleri arasındaydı. Hala Kemeraltı’nan inenlerin bakmadan edemedikleri ayakkabı ve trikotaj mağazaları var. Arap Hanı’nı geçince baharatçı Akın Seles, uzantısında Havra Sokağı, karşısında İzmir’in seçkin firmalarından Hayri Vardaroğlu’nun (milli basketbolcu Yılmaz Vardaroğlu’nun babası) Vardaroğlu Şekerleme Ticarethanesi vardı. Vardaroğlu’lar Sagra’yı İzmir’e taşıyan ilk firma olma özelliğini de taşıyor. Ünlü kunduracılar Özbiçer’ler, Nurettin, Fahri, Fikret Özbiçerler, Havra Sokağını geçtikten sonra Enhoş Kolonyaları sahibi Kazım Enhoş ve oğlu Tahir Enhoş, yine oranın hanımlara yönelik en ünlü ayakkabı mağazası Elegan. Sahibi yine Zeki Çırpıcı’ydı. Firmanın özelliği tüm ustalarının Ermeni oluşuydu. Hemen karşıda ayakkabı esnafının bulunduğu arasta, sırasında Kuyumcular Çarşısı. Göztepe’nin efsane yöneticilerinin çoğu kuyumcuydu. Zeki Çırpıcı’dan başlayarak Şakir Sözügür, Turan Atav, Davi Franko, Muammer Karaağaçlar, Sabahattin İlkan (Oğlu Cem İlkan), Ayhan Erkaya, Ali Yenievli, Ali Erkal, Göztepe’nin efsane futbolcularından Nevzat Güzelırmak ve içerde tacir Ali İhsan ve kardeşi Refik Göryakın), Kuyumcular Çarşısı’nın unutulmaz lokantası İstanbul Lokantası. Havra Sokağı’ndan Kestane Pazarı Camii’ne giderken ünlü pideci Mahmut Alaboğa’nın Santral Pide dükkanı dolup dolup taşardı. metin ticaret nezir telek herkesin uğrak yeriydi. Özellikle Göztepeli futbolcular rahmetli Kocakaptan Gürsel Aksel, Nevzat Güzelırmak ve Halil Kiraz oranın devamlı müşterisiydi. O pidecide üç Göztepeli’nin ilginç bir anısını nakledelim: Halil’in babası Kazım Kiraz kasaptı, Gürsel, Nevzat ve Halil 1.5 kilo kıyma yaptırmışlar, soğan ve domatisle karıştırınca, tepeleme koca bir karışım olmuştu. Pideci Mahmut Usta’ya götürdüler, Mahmut Usta, “Takım arkadaşlarınız arkadan mı geliyorlar ?” diye sordu, bizimkiler biraz da utanarak, “Biz yiyeceğiz sadece” demekle yetindiler. Ayıp olmasın diye de üst kata çıktılar, köşede bir masaya oturdular. Pideler geldi. Dört tane ama öyle kallavi ki masadan taşan büyüklükte herbiri. Birer tane aldılar ama, hepsinin gözü bir an önce önündekileri bitirip dördüncü pideye devam etmekti. Diğer müşteriler hayretler içersinde bizimkileri izliyorlardı. Yaşlı bir adam yerinden kalktı, Gürsel Aksel’e geldi: “Evladım; deminden beri sizi izliyorum. Çatlıcanız vallahi….” Santral Pide’nin yanında tüccar terzi (hem dikişi yapan hem de kumaşı temin edenlere tüccar terzi denirdi) Abdurrahman Bey, karşıda leğen ve diğer plastik ürünler satan Nezir Telek’in Metin Ticaret’ini es geçmek olmaz

Rate this post

Yorum gönder