KEMERALTI’NIN ORTASINDA UNTULMUŞ BİR HAN; ÇARŞILI HAN DİĞER ADIYLA SİDİKLİ HAN – Taylan ZEYBEK

KEMERALTI’NIN ORTASINDA UNTULMUŞ BİR HAN; ÇARŞILI HAN DİĞER ADIYLA SİDİKLİ HAN – Taylan ZEYBEK

Kemeraltı çarşısı 18. yüzyıla girdiği sıralarda hızla büyümeye ve gelişmeye başladı. İç liman sığlaşarak hızla önemini kaybederken limanın derinliğini kaybettiği alanlarda yavaş yavaş dolgular meydana geliyordu. Bu alanda yapılan ilk müdahale ise gözlemeciler çarşısı boyunca bu günkü Ali Paşa meydanını içine alan dolgudur. Kısa süre sonrada bu dolgu keresteciler çarşısı sokağı önüne kadar gelmiş ve bu dolgularla kazanılan alanlarda kentte önem arz eden hanlar şekillenmeye başlamıştır. Böylece bu alana çarşı içi denmiştir. Araştırmamın konusu olan Çarşılı Han işte bu dolgu sonrası meydana gelen hanlardan biridir.

Hanın tam olarak ismi bilinmemekle birlikte tahminler çarşı içinde kaldığı için çarşılı hanı olarak kullanıldığını ağır basmaktadır. Fakat hana çerçioğlu adı da verilmekteydi. Çerçinin anlamı ise köy ve çarşılarda dolaşarak tuhafiye eşyası satan kişiye verilen isimdir. Federal sigorta şirketinde hanın adı Tcherzoglu diye geçerken Goad planında hanın adı Tcharchoult diye geçmektedir. Hanın yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir fakat hanın 18. Yüzyılın başlarında mevcut olduğu bilinmektedir. 1737 yılındaki bir vakfiyede hanın sahibinin İzmir’in meşhur ailelerinden biri olan Katiboğullarından, Moralı Hacı Hüseyin Ağa Bin Abdurrahman Ağa Bin Mehmed Ağa’nın olduğu yazmaktadır. Yine aynı yılda Ümeray-i bahriyeden Maryolzade İngiliz Ali Paşa’nın bu handa dört adet mağazasının olduğu bilinmektedir. Hanın bu gün ana girişi şekerciler çarşısı yönündeki 887 numaralı sokaktadır diğer girişine ise eski sandıkçılar çarşısı olan bu günkü 873 numaralı sokaktan bir geçitle ulaşılır. Yapı bu günlerde ilk yapıldığı dönemle ilgili iz bırakmamıştır fakat 19. Yüzyıldan kalan bazı dükkanları mevcuttur. Handa geneli depo yapısı olmakla birlikte bazı ticarethaneler görülmekteydi. Bunlar içinde halı, yağlı tohum, pamuk depoları, tuhafiyeciler bulunmaktaydı. Bunun dışında hanın 887 sokağa bakan yüzünde bir lokanta bulunmaktaydı. 1908 rehberinde handa dükkanı olduğu bilinen Hocazade Hasan Hilmi Efendi, handa palamut ve hububat tüccarlığı yapmaktaydı. Cumhuriyet ilan edildikten sonra handa bu işe devam etmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra handa komisyoncu Yosef Bohor Sühami Bey ve Mahdumlarına ait bir mağaza ve deri tüccarlığı yapan Hayim Arditi ile Ruşen Mustafa Beylerin isimlerine rastlıyoruz. Han daha sonra geçirdiği bir yangından dolayı bir süre işsiz güçsüz insanlara yataklık ettiği bilinmektedir. Bu sürede de adının Sidikli Han olarak da anıldığı binmektedir. Han tonozlu olarak inşa edilmişti. Hanın ön cephesindeki parakende ticarete yönelik dükkanlar ve hanın dip kısmı ise volta döşemeli yani Fransız tipi kemerli inşa edilmişti. Han iki katlıdır ve kuzey güney doğrultulu asimetrik planlı inşa edilmiştir. Bu gün han çarşının ortasında olmasına rağmen unutulmuştur. Özgünlüğünü büyük ölçüde kaybetmişse de sağlam bölümleri bulunmaktadır ve restorasyon beklemektedir.

Rate this post

Yorum gönder