Kemeraltı Çarşısı

Kemeraltı’nın İzmir’i

Kemeraltı’nın İzmir’i kitabının yazarı Hakan Kazım Taşkıran da şehrin bu en eski çarşısının problemlerine değinirken söyle diyor: “Bir kenti ayakta tutan ve iskeletini teşkil eden en önemli kültürel ve ticari mekânların sessizce bölgeyi terk etmesi, bunların içinde İzmir’in ticari geçmişinde önemi olan şirketlerin, merkezlerini önce Kemeraltı dışına, ardından İstanbul’a taşıması ve bu durumun günümüzde de sürmesi, İzmir’i olduğu kadar Kemeraltı’nı da güçten düşürmüştür. Kemeraltı’nı ‘canlandırma’ konusunda yapılan girişimlere bakıldığında ise zaten canlı olan Kemeraltı’nın canlandırılmaya ihtiyacının olmadığı görülecektir. Kemeraltı’nın sorunu cansızlık ve hareketsizlik değil, kültürel mirasın korunması bağlamında nitelik ve yalınlık sorunudur. Kemeraltı esnafının, çarşının geçmişini, kapasitesini ve ruhunu anlamaya çalışma yolunda çaba harcamaya çalışmaksızın ne iş yapılırsa yapılsın yeter ki talep artsın beklentisini aşması ve bu konuda etraflıca düşünmesi gerekmektedir.” Kazım Taşkıran’ın bu görüşleri kuşkusuz Kemeraltı Çarşısı’na dışarıdan bakarak söylenmiş sözler, turistik görünüşünü cilalamak için edilmiş laflar değil. Doğrudan doğruya bir çarşı gerçeğinin saptanması. Şehrin bu değerli varlığına pek de olumlu katkıları görülmeyen değişim süreci karşısındaki durumu tespit ederken aynı zamanda bir çare arama kaygısı taşıyan çok sayıda kişi ve kurum mevcut. Aynı kaygılar İzmir’de konuyla ilgilenen akademik çevrelerde de belirgin olarak görülüyor. Yerel yönetimin yanı sıra kentin kanaat önderleri de Kemeraltı’nın kaderiyle yakından ilgileniyor.

Çarşının tarihi ve kültürel öneminin farkında olan esnaflardan bazıları bir araya gelerek dernek kurmuş, daha elverişli bir Kemeraltı yaratılması için neler yapılması gerektiğine dair fikir geliştirmişler. İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Mehmet Gülaylar ile çarşı içindeki dededen kalma dükkânında konuşuyoruz. Üç kuşaktır manifaturacılık yapan Gülaylar, derneğin adındaki “Tarihi” vurgusuna dikkat çekerek Kemeraltı’nın sadece burada çalışan esnafı ilgilendiren bir mekân olmadığını özellikle belirtiyor. Son dönemde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle çok sayıda esnafın kepenk kapattığını ama çarşıyı olumsuz etkileyen esas faktörün kötü fiziksel koşullar ve planlama yanlışları olduğunu söylüyor
Kemeraltı Çarşısı içindeki on altı bin dükkândan bugün sadece dokuz bini açık. Bir dönem uygulanan planlar gereğince pek çok dükkân ve atölye boşaltılmış. Boşaltılan mekânlara yeniden işlev kazandırılmayınca çok sayıda metruk yapı ortaya çıkmış. Çarşı içinde insansız çöküntü alanları oluşmuş.
Esnafın bir araya gelerek çarşının potansiyelini ciddi olarak etkileyen alışveriş merkezleri ile rekabet edebilmesi için kurulan dernek, çarşının tarihi değerlerine uygun bir ortam yaratmayı, esnafın gelirini artırıcı önlemler almayı, mekân düzenlemesini tamamlamayı öncelikli hedefleri arasına koymuş. Ama asıl yeni ve uygulanabilir bir çarşı yönetim modeli üstünde derinlemesine çalışmalar yaptıkları anlaşılıyor. Kemeraltı gibi köklü ve devasa büyüklükteki çarşılar için bugüne kadar uygulanan dikey yönetim modellerinin Kemeraltı gibi değişken ve dinamik bir yapıya sahip çarşılarda artık işlevsiz kaldığını söylüyorlar.
İzmir Türkiye’nin en çok göç alan illerinden biri. Bunun yanı sıra yeni kentlilerin yerleştikleri ve çalıştıkları yerler, şehrin tamamına dağılmıyor, eski kentte yoğunlaşıyor. Bu nedenle bir entegrasyon süreci yaşanmadığı gibi kısıtlı iş alanlarını çoğaltacak, istihdamı artıracak bir çarşı da bulunmuyor. Kemeraltı’nın iyileşmesinden tüm İzmir’in fayda sağlayacağını belirten Mehmet Gülaylar, “Çarşı’nın tarihi atmosferi en değerli ürünümüz olmalıdır.” diyor.

Rate this post
Exit mobile version