Kemalpaşa
Sırtını efsanelere konu olmuş Nif Dağı’na yaslayan ve o dağın bağrından kopan çayın bereket kattığı bir ova üzerinde uzanır Kemalpaşa. Kışın yamaçları karla kaplanınca, bahar geldimi de onlarca çeşit meyve ağacı çiçek açınca beyaza bürünür. Asırlardır ‘gelin’ diye anılması bundandır. Verimli topraklarında yetişen kirazıyla tüm dünyanın sofralarına konuk olan, sanayi tesisleriyle ülke ekonomisine can katan Kemalpaşa, kent merkezinin yanı başında ama kentin karmaşasından bir o kadar uzak konumuyla İzmir turizminin cazibe merkezlerinden biridir…
İzmir’in Anadolu’ya açılan kapısı Kemalpaşa, İzmir’in 29 kilometre doğusunda, İzmir-Ankara Karayolunun 8 kilometre güneyinde yer alır. Doğusunda Turgutlu, kuzeyinde Manisa, batısında Bornova ve İzmir merkez, güneyinde Torbalı ve Bayındır bulunur. İlçe, güney batısındaki Nif Dağları ile kuzeyindeki Manisa Dağları arasında yer alan oldukça verimli ovada kuruludur. Nif Çayı bu verimli ovaya bereket katar.
Dünyanın en erken yetişen kirazlarının üretildiği, İzmir’in en önemli sanayi akslarından biri olan Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nin bulunduğu ilçe son yıllarda adını turizmle de duyuruyor. Luwi savaşçı kabartmasından Laskaris Sarayı’na, Karamettepe ve Dağlıca nekropollerinden Uluca Höyük’e birbirinden önemli tarihi esere ev sahipliği yapan ilçe, Nif Dağı yamacında sanat yapan Nazarköy ve Yeşilköy’ü, Orta Asya Türk kültürünü yansıtan Kımız Çiftliği, doğa tutkunlarının gözdesi Kuru Dere Kanyonu ve daha pek çok değeri ile İzmir kent merkezinin yanı başında bir doğa, spor ve ekoturizm cenneti.
Nif’den Kemalpaşa’ya
Kemalpaşa, Smryna ile Sardes arasında bir geçiş noktası olması nedeniyle antik çağlarda birçok yerleşime sahne olmuştur. Tarih boyunca gelin anlamına gelen ‘Nif’ adıyla anılan bölge özellikle Bizans ve Osmanlı dönemlerinde dikkate değer boyutta iskân görmüştür. Saruhan Baba Sultan Kutbeit zamanında, Hacı Emet Bey tarafından fethedilerek Saruhanlı Beyliği’ne katılan Kemalpaşa ve çevresi, Birinci Murat zamanında Osmanlılar tarafından fethedilmiştir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Kemalpaşa hakkında şu bilgilere yer vermiştir: “Kalesi yalçın bir kaya üzerinde, 5 köşeli, 2 kapılı, 200 adımlık içindeki ve altındaki kubbelerden akan soğuk sular vardır. İçinden elini uzatıp bir iki tas su çıkarmak mümkün değildir.”
Kemalpaşa merkezinde yer alan Çarşı Camii’nin kapısındaki taşın üzerinde ise yazan “1306 sabahın hıfzı leyhinde (gece yarısı) yandı bu çarşı” cümlesinden ilçenin 1890 yılında büyük bir yangın geçirdiği anlaşılır.
Nif yerleşimi, Saruhanlı Sancağı’na bağlı bir bucak iken 1900 yılında İzmir iline bağlanmış, 1901 yılında kaza olmuştur. 16 Mayıs 1922 tarihinde Yunan işgaline uğrayan Nif şehri, 8 Eylül 1922 sabahı kurtarılmış, aynı gün Mustafa Kemal Atatürk ilçeye gelerek o zaman düşman karargahı olan ve halen Askerlik Şubesi olarak kullanılan binada geceyi geçirmiştir. O güne kadar ilçenin Nif olan adı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilçede konaklaması nedeniyle Cumhuriyetin ilanından sonra Kemalpaşa olarak değiştirilmiştir.
Tarihi ve kültürel zenginlikler
Batının Zeugması
Geçtiğimiz aylarda Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılan kurtarma kazıları sırasında bulunan mozaikler, tüm dikkatleri Kemalpaşa’ya çekti. Milattan sonra 4’ncü yüzyıla ait antik bir Roma kenti olduğu düşünülen alanda yapılan kurtarma kazılarında bulunan mozaikler bölgenin “Batı’nın Zeugması” olarak anılmasını sağladı. Bölgede yapılan çalışmalarda 550 metrekarelik alan içinde bir villa kompleksi bulundu. Duvar boyutları 103-105 santimetre yüksekliğinde olan villanın 11 odasının 6’sında da mozaiğe rastlandı. Anadolu Parsı ve Anadolu Kaplanı gibi şu anda nesli tükenen hayvanların ve çeşitli bitki türlerinin resmedildiği 57 metrekarelik mozaikte, renklendirmenin doğal malzemelerle yapıldığı tespit edildi.
Nif Dağı Kazısı
Yapılan araştırmalar, İzmir Körfezi’nin doğusunda, Kemalpaşa, Torbalı ve Buca ilçelerinin ortak sınırları çevresinde konumlanan Nif (Olympos) Dağı’nın, Prehistorik Çağlar’dan Bizans Dönemi sonuna dek önemli kültür varlıkları barındırdığını göstermiştir. Birinci Derece Arkeolojik sit ilân edilen Karamattepe, Ballıcaoluk, Dağkızılca ve Başpınar mevkilerinde, 2006 yılından bu yana Prof. Dr. Elif Tül Tulunay başkanlığında yürütülen kazılarda Nif Dağı’nın çeşitli kültürler barındırdığı kanıtlanmıştır. Yürütülen çalışmalarla iki kez arkeoloji literatürüne giren Nif Dağı Kazısı; Karamattepe’de ortaya çıkarılan hiç bilinmeyen bir yerleşim ve mezar kontekstleri; Dağkızılca’da bulunan mezarlar ve Beşpınar’daki Laskarisler Dönemi kilisesi ile yöreye ilişkin önemli arkeolojik veriler sunmuştur. Nif Dağı’nda özellikle gömme ve yakma geleneğine bağlı Klasik-Helenistik mezarlar bulunan Karamettepe ve Dağkızılca nekropolleri, yöreye ilişkin mezar tipolojisi ve ölü gömme gelenekleri konusunda araştırmalar için çok uygun alanlardır. Karamattepe’de bulunan metal eserler, özellikle çeşitli tiplerdeki ok ucu / namlular, M.Ö. 6.-4. yüzyıllara ait antik savaş aletleri teknolojisi konusunda yeni ipuçları vermektedir.
Ulucak Höyük
Kemalpaşa’nın 7 kilometre kuzeybatısında yer alan Ulucak Höyüğü, ilk olarak 1960 yılında İngiliz araştırmacı David French tarafından bulunmuş ve yüzeyinden toplanan malzeme ışığında Neolitik döneme tarihlenebileceği önerilmiştir. 1986 ve 1987 yıllarında Recep Meriç başkanlığındaki bir ekip de höyüğü ziyaret ederek, yüzeyinden malzeme toplayarak değerlendirmişlerdir. Höyükte sistematik kazı çalışmaları 1995 yılında Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Anabilim Dalı ve İzmir Arkeoloji Müzesi ortak katılımıyla, Altan Çilingiroğlu başkanlığında başlamıştır.
Geç Roma- Bizans dönemi kalıntıları, höyük yüzeyine yakın oldukları için erozyon ve tarımsal etkinlikler sonucunda büyük ölçüde tahrip olmuştur. İkinci tabaka olarak adlandırılan yerleşmeden ise (Erken Tunç Çağı’ndan) günümüze ulaşmış bazı binaların izlerine rastlanmıştır. Bunların yalnızca taş temel duvarları korunmuştur. Orta/ Geç Kalkolitik tabakaya ait olabilecek mimariye ise çok kısıtlı alanlarda rastlanılmış ve herhangi bir bina planı ortaya çıkmamıştır.
2009 yılından başlamak üzere höyükteki kazılar T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyelerinden Doç Dr. Özlem Çevik tarafından yerli ve yabancı uzmanların katılımıyla yürütülmektedir.
Luwi yapıtı savaşçı kabartması
M.Ö. 13’üncü yüzyıla ait Hititlerden kalma arkeolojik değeri yüksek olan Luwi savaşçı kabartması, Ege Bölgesi’nde Hititlerden kalma bilinen tek örnektir. Bu anıt Hitit Krallığı’nın bölgedeki egemenliğini ve gücünü ifade etmektedir. Söz konusu eser, düzgün bir kaya üzerine oyulmuş bir niş içerisinde, sağ ayağını ileri uzatmış bir durumda, tipik Hitit giysileri içinde canlandırılmış bir erkek figürüdür. Sağ omzunda bir yay, sol elinde ucu yere bakan bir kılıç vardır. Yüksekliği yaklaşık 2,5 metre, eni ise 1,5 metre olan kabartmada hiyeroglif yazıyla yazılmış bir yazıt varsa da, aşınmış olduğu için anlamı çözülemediğinden kabartmanın kesin olarak hangi kral tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.
Hitit Anıtı’nı dış etkenlerden korumak için Kemalpaşa Belediyesi relöve ve restorasyon çalışması yürütmektedir.
Laskaris Sarayı (Kız Kulesi)
Tarihte Nif ismiyle alınan ve önemli bir tarihi dokusu olan Kemalpaşa ilçesinin en önemli tarihi ve kültürel değerlerinden biri Kız Kulesi’dir. Bizans döneminde İkinci Tehedodoros Laskaris tarafından yaptırılan ve o zamanlar Laskaris Sarayı olarak anılan Kız Kulesi’nin tarihi önemi Bizans döneminde dilden dile dolaşan bir efsaneye dayanır. Efsaneye göre İyonya prensesi ile Sart kralı evlenecektir. Prenses krala gelin giderken, o zamanlar Nif adıyla anılan bugünkü Kemalpaşa ilçesinde kralın öldüğü haberini alır ve bu üzüntülü haber sonrasında buraya bir saray yaptırıp hayatının geri kalan bölümünü burada geçirir. Beyaz ve kırmızı tuğlalardan yapılmış, üç katlı tarihi yapı, Kemalpaşa ilçesinin sembolü haline gelmiştir.
Laskaris Sarayı da Kemalpaşa Belediyesi’nin yürüttüğü projeler çerçevesinde yenilenerek koruma altına alınmıştır.
Nif Kalesi
Kemalpaşa’nın güneyinde Nif Dağı’nın eteklerinde tepe üzerine kurulmuş olan bu yapıtın çok az duvarı kalmıştır. Evliya Çelebi, halk arasında “Hamalı Kale” olarak anılan kalenin belde insanlarının korunması için yapıldığını anlatıır. Kalenin kalıntılarından yola çıkılarak Roma dönemine ait olduğu tahmin edilmektedir.
Yedigöz Köprüsü
Kemalpaşa’ya 15 kilometre uzaklıkta Çambel Köyü civarında bulunan Yedigöz Köprüsü, 16’ncı yüzyıl başlarında inşa edilmiştir. Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen köprünün sadece dört gözü günümüze ulaşabilmiştir. Nif Çayı üzerinde kurulan bu yapıtın, kervanların geçmesi için yapıldığı tahmin edilmektedir. Köprü, dikkatli bakıldığında İzmir-Ankara yolundan görülmektedir.
Emet Bey (Çarşı) Camii
Saruhanlılar zamanında Emet Bey tarafından 14’üncü yüzyılda yapılmıştır. Camii, 1884 yılında yanmış, 1885 yılında, üslubuna uygun biçimde yeniden yaptırılmıştır. Halk arasında Emet Bey Camii olarak da tanınmaktadır. Kesme taş, moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak inşa edilen cami, içten antik başlıklı sütunların desteklediği tavan, üstten de kiremitli çatı ile örtülüdür. Cami içerisinde orijinal bir bezemeye rastlanmamaktadır.
Halil Ağa Camii
Halil Ağa Camii, Yukarıkızılca halkının yardımları ile Hacı Halil Ağa tarafından 1311 yılında yaptırılmıştır. Kesme taş, moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak oldukça yüksek bir bodrum üzerine yapılan caminin önünde, beş bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekânının üzeri, ahşap bir çatı ile örtülüdür. Mihrap, yuvarlak bir niş şeklindedir.
Kemalpaşa Belediyesi Ümran Baradan Güzel Sanatlar Müzesi
Kemalpaşa Torbalı yolu üzerinde, Çiniliköy Mahallesi’nde Ümran Baradan tarafından yaptırılan ve 2009 yılında Kemalpaşa Belediyesi’ne devredilen Çinili Köşk, günümüzde Ümran Baradan Güzel Sanatlar Müzesi olarak hizmet veriyor.
Müzede, Ümran Baradan tarafından yapılan tablo ve seramiklerle, çeşitli sanatçıların ödül almış ve müzayedeye girmiş eserleri bulunuyor. Bu eserlerin yanı sıra 49 ülkeden tanınmış sanatçıların seramik ve heykel çalışmaları da müzede sergileniyor. 520 metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 2 bin 500 metrekarelik alana kurulu olan Kemalpaşa Belediyesi Ümran Baradan Güzel Sanatlar Müzesi, haftanın yedi günü 09.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.
Kımız Çiftliği (Kazak Vadisi)
Nif Dağı’nın eteğinde, Türk boylarına ait otağ kültürünü tanıtma amaçlı kurulmuş olan Alaş Kımız Üretme Çiftliği Kazak Otağı, Orta Asya Türk Mutfağı ile ülkemizde bu alandaki ilk ve tek örnek. Kazak otağında kımız içip, Asya Türk yemeklerinden yenilip ata binilerek gezinti yapılabiliyor. Türk Çadırı özelliğini taşıyan (otağ) bir merkezde, konuklara Türk Müziği eşliğinde servis yapılan Kımız Çiftliği, otantik yapısıyla ilçeye gelen turistlerin uğrak yerlerinin başında geliyor. İzmir-Ankara yolundan devam ederken Kemalpaşa ayrımından sağa kıvrılıyor ve Torbalı-Selçuk istikametine doğru geçtikten yaklaşık 4 ilometre sonra, yine sağdaki toprak yoldan 800 metre daha içeri girip Kazak Vadisi-Kımız Çiftliği’ne ulaşılıyor.
Yarım asırdır boncuğun merkezi
Nif Dağı’nın yamacında kurulu, eski adıyla Kurudere, yeni adıyla Nazarköy, yaşayan kültür hazinesi nazar boncuğunun Türkiye’deki son üretim yerlerinden biri. İlçe merkezine 6 kilometre uzaklıktaki bu köyün dar sokaklarında, evler arasındaki göz boncuğu atölyeleri dikkat çekiyor.
1950 yılından bu yana nazar boncuğu ocakları ile cam süs eşyalarının yapıldığı Nazarköy’de köylüler, bu mesleği Arap Selim lakabıyla tanınan Selim ustadan öğrendiklerini anlatıyor. 400 nüfuslu köyde günümüzde 5 boncuk atölyesi bulunuyor. Atölye sahipleri, 2000’li yıllara kadar köyde doğan tüm çocukların nazar boncuğu üretimiyle yetiştiği ve 2-3 yıl öncesine kadar 12 ocağın bulunduğu köydeki ocak sayısının, Uzak Doğu menşeli süs eşyalarının ülkemize girmesinden ötürü 5’e düştüğünü belirtiyor. Haftanın üç gün üretim yapılan atölyeler, bu sanatı ve kültürü yaşatmaya çalışıyor.
Yarım asırdan beri yapımına devam edilen nazar boncuğu ustalık gerektiren oldukça zor bir sanat. Sipariş üzenine çalışılan ocaklarda çeşitli boncuk imalatları yapılıyor. En çok üretilen boncuk çeşitleri ise göz boncuğu, karagöz, şekerlik, plaka ve zar boncuğu. Hammaddesi cam olan boncuğu renklendirmede özel boyalar kullanılıyor.
Kemalpaşa Kaymakamlığı tarafından köyde boncuğun değerlendirilmesi ve zenginleştirilmesi amacıyla açılan takı tasarım kurslarına katılan Nazarköylü kadınlar, boncuğu zarif takılara dönüştürüyor ve ürünlerini Boncuk Çarşısı’nda satışa sunuyor.
Boncuğun yanı sıra kanyon da Nazar Köy’ün turistik açıdan çekici kılıyor. Hafta sonu ziyaretçi akınına uğrayan köyde, köy halkının yetiştirdiği organik ürünlerin yanı sıra Nif Dağı eteklerinden toplanmış şifalı bitkiler de Boncuk Çarşısı’nda satışa sunuluyor. Ziyaretçiler bir yandan doğal ve otantik mekânlarda yöresel lezzetlerin tadına bakarken diğer yandan boncuk atölyesinde el emeği göz nuru boncukları yapan boncuk ustalarını seyredebiliyor.
Köye özel araçla ulaşım, İzmir-Ankara asfaltı üzerinden Kemalpaşa’ya, Kemalpaşa içerisinden geçerek Torbalı yolu beşinci kilometre üzerinden sağlanıyor. İzmir’den Kemalpaşa dolmuşları veya belediye otobüsleri ile Kemalpaşa’ya, oradan da Kemalpaşa-Nazarköy dolmuşu ile köye ulaşmak da mümkün.
Nif Dağı yamacında sanat
Yeşilköy, Nif dağı ile Mahmut dağı arasında bulunan dört tarafı ormanla çevrili, dağın eteğinde kurulmuş, ismi gibi yeşile bürünmüş bir orman köyü. 250 kişinin yaşadığı köyde geçim kaynağı kiraz, bağ ve zeytindir. Ancak Yeşilköy son yıllarda adını antik mermer ve mozaik çalışmalarıyla duyurdu.
2005 yılında Kemalpaşa Kaymakamlığı öncülüğünde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Torbalı Meslek Yüksek Okulu işbirliğiyle köyde başlatılan antik mermer mozaik çalışmalarına14-60 yaşlarındaki tüm köylüler büyük ilgi duyarak katılıyor. Çalışmalarda Gaziantep’in tarihi kenti Zeugma’dan, Torbalı Metropolis’ten, Antakya’dan, Ayasofya müzesinden değişik mermer projeleri, madolyanlar, bordürler ve hat yazılarından göz kamaştırıcı eserler yapılıyor.
Çalışmaların köylüler tarafından benimsenip, başarılı bir şekilde yürütülmesi üzerine, Kemalpaşa Kaymakamlığı tarafından İl Özel İdaresi katkılarıyla kalıcı bir atölyeye dönüştürülen kurs binasında sipariş üzerine çalışmalar da yapılıyor. Tunus Havalimanı’nın mermer mozaikleri, Yeşilköy’deki mermer mozaik atölyelerinde hazırlanmış.
Atölyelerde, evlerin ve işyerlerinin bahçe, zemin ve duvarlarına işleme yapıldığı gibi büyük ebatta kaplama ve tabela çalışmalarına da cevap verilebiliyor. Demonte bir şekilde imalatı gerçekleştirilen bu çalışmalar, yerinde montaj yapılarak tamamlanıyor. Rengârenk taşlarla nakış gibi işlenmiş mozaiklerin her birinin birer öyküsü de bulunuyor. Kullanılan küçük taşlar, yani ‘teserra’lar ne kadar küçülürse, resmin güzelliği de o oranda artıyor.
Kemalpaşa ekoturizm güzergâhları
– Armutlu-Şelale-Mahmut Dağı
– Bağyurdu-Dededağ
– Bayramlı-Ören
– Beşpınar-Spil Dağı Milli Parkı/Spil Zirve (Manisa)
– Çambel-Çırpıcı-Beşpınar
– Dereköy-Mahmut Dağı
– Kemalpaşa (Taş Duvar)-Nif Karlığı Tepe/Nif Zirve
– Nazarköy-Kurudere Kanyonu-Dede Dağı-Nif Balık Çiftliği-Kemalpaşa
– Sinancılar-Ovacık
– Vişneli-Babadağ
– Yukarı Kızılca-Mahmut Dağı
– Yukarı Kızılca-Dereiçi-Mahmut Dağı
Kemalpaşa’nın altını Kiraz
Türkiye’nin en kaliteli ve dünyanın en erken yetişen kirazlarının üretildiği İzmir’in Kemalpaşa ilçesi kiraz üretiminde artık bir marka. İlçedeki 150 kiraz üreticisi de EUREPGAP (Avrupa Perakendecileri Birliği İyi Tarım Uygumaları) sertifikası almaya hak kazanması bunun en önemli kanıtı. Yıllık ortalama 55-60 bin ton kiraz üretilen ilçede üretimin önemli bir kısmı ihraç ediliyor.
İlçede 1936 yılından bu yana bir de festival düzenleniyor.En iyi kiraz yetiştiricilerini özendirmek amacıyla yapılan Kemalpaşa Altın Kiraz Kültür ve Sanat Festivali Kemalpaşa Belediyesi öncülüğünde mayıs ayı sonu veya haziran ayı’nın ilk haftasında kültür ve eğlence etkinlikleriyle desteklenerek coşkulu bir şekilde kutlanıyor.
Dere Mesire Yeri Amfi Tiyatro’da, Kemalpaşalılar ve çevre illerden gelen misafirlerin yoğun katılımıyla gerçekleşen festivalde birçok ünlü sanatçının konserlerinin yanı sıra çeşitli kültür ve sanat etkinlikleri de yapılıyor. Daha önceki yıllarda bir gün olarak kutlanan kiraz festivali, 2010 yılından bu yana ise dokuz gün olarak kutlanıyor.
İzmir’in en önemli sanayi akslarından KOSBİ
Kemalpaşa tarım ilçesi olarak anılmasına karşın, sanayide de İzmir’in önemli merkezlerinden biri konumunda. Limana olan yakınlığı nedeniyle tercih edilen İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi (KOSBİ) , İzmir-Ankara karayolu sayesinde iç bölgelere ulaşım kolaylığı, ucuz arazi ve genişlemeye elverişli alan varlığı gibi nedenlerle 1970’li yıllardan bu yana İzmir’in önemli sanayi akslarından biri olarak gösteriliyor. Bin 300 hektar alana sahip olan ve Türkiye’nin en büyük sanayi bölgeleri arasında yer alan KOSBİ, İzmir kent merkezine 29 kilometre, İzmir Limanı’na 26 kilometre, Adnan Menderes Havalimanı’na 49 kilometre mesafede bulunuyor.
İzmir-Ankara Karayolu’nun (E 96) içinden geçtiği KOSBİ’yi ulusal demiryolu hattına bağlayacak olan ek hat imalatı da tamamlanmak üzere. Bölgenin yakın bir zamanda ulusal demiryolu hattına bağlanması, kuzey sınırından İzmir-İstanbul otoyolunun geçmesi ve sınırına çok yakın bir alanda Lojistik Köy’ün kurulacak olmasının KOSBİ’nin önemini bir kat daha arttıracağı kaydediliyor.
KOSBİ’de yoğunlukla makine imalat, otomotiv yan sanayi, gıda, kimya, elektrik – elektronik, yapı malzemeleri, plastik ve ambalaj sanayi alanlarında faaliyet gösteren 341 firma yer alırken, 21 bin 500 kişiye istihdam sağlanıyor. İmar planlarının devreye girmesi ile işletme sayısının 900’e, istihdamın ise 50 bine ulaşacağı ifade ediliyor. Bölgenin dış ticaret açığı vermeyen ender organize sanayi bölgelerinden biri olan KOSBİ’nin ihracatı 1,85 milyar dolar, ithalatı ise 1,70 milyar dolar seviyesinde.
Yorum gönder