e Kemeraltı

KARANTİNA'NIN ASIRLIK EFSANESİ: DR. AYŞE MAYDA


    Kordonboyu’nun hikayesini anlatırken asla değinmeden geçilemeyecek isimlerden biridir Doktor Ayşe Mayda… Bir asrı aşan ömrüyle Karantina semtinin yaşayan tarihidir. Aynı semtten yetişmiş sayısız tıp doktoru arasında en ünlüsü, en kıdemlisi ve en saygı değer olan ismidir Mayda…
    CENNETYOLU- KORDONBOYU- GÜRKAN ERTAÇ
    İzmir’in, sağlık, spor ve yaşam semti Karantina’dan sözederken, herkesin ablası, annesi, ninesi Dr. Ayşe Mayda’ya ayrı bir yer açmak gerek. Türkiye’nin ilk ortodontisti, en eski diş hekimi Ayşe Mayda (Köprü Camisi arkasında 3 bin metrekare bahçesi olan köşkte oturuyor), sadece Karantina’nın değil, tüm Türkiye’nin özel bir hanımefendisidir. Ve bir asrı devirip 101 yaşına ulaşan Mayda, herkesi hayretlere düşürecek bir hafızaya sahip. Allah insana ömür nasip ederse Mayda gibi her türlü engeli aşarak yaşama tutunmayı da nasip etsin…
    CUMHURİYETTEN ÖNCE O VARDI
    1916 yılında İzmir Kemeraltı 3. Beyler Sokağı ve Salepçioğlu Camisi’nin arkasındaki karanlık sokakta dünyaya gelen Ayşe Mayda, o devrin Hamalbaşı olan babasının varlıklı olması nedeniyle özel eğitim gördü. Tahsilini İtalyan Okulu ve Amerikan Kız Koleji’nde tamamladı. Ardında da İstanbul Üniversitesi Diş Tababeti Mektebi’nden mezun oldu. Amerika’ya gitme aşamasındayken, sahip oldukları İzmir’deki Salih İşhanı yanınca ve yangından sonra annesi kahrından ölünce mecburen İzmir’e döndü.
    ‘HER ZAMAN YÜRÜYECEKSİN ‘
    Mayda, bu kadar uzun yaşamasının sırrını soranlara tek kelimeyle şunu söyle: “Yürü…” İlerlemiş yaşı nedeniyle doktorların, “Yürüme, düşersen kalça kemiğin kırılır, yatalak kalırsın” şeklindeki uyarılarına rağmen sürekli yürüdüğünü ve hiç yemek seçmediğini, zeytinyağlıysa zeytinyağlı, etliyse etli yediğini söylüyor. İnsanlara, fakirlere yardımın insanın hayatını uzattığı inancında. Mayda hayır işlerini de çok seviyor. Bozyaka’da bin öğrencili bir ilköğretim okulu, kültür-spor salonu, Karantina’da Ayşe Mayda Sağlık Ocağı, mezun olduğu Amerikan Kız Koleji’ne kültür terası ve İstanbul Zeynep Kamil Hastanesi’ne özel bir bölüm yaptırdı.
    TIP DERYASI BİR SEMT
    Karantina semti adeta Türk Tıbbı’nın bir merkeziydi. Çocuk Doktoru Süleyman Çoruh, oğlu ODTÜ’de Prof. Dr. Metin Çoruh, Prof. Dr. Çağ Çal, Mimar Doğan Akad, Çankaya Mahallesi Muhtarı Celal Gençel, oğulları Tahir ve Devrim Gençel, Türkiye’de ilk kez amfi şeklindeki açıkhava sinemasını işleten Niyazi Gözümoğlu, oğlu Cemal Gözümoğlu, Dr. Kutay Andaç, ünlü avukat Lemi Üçkardeşler, ünlü basketbolcu Firuz Koçaş, Karantina’nın saygın kişileriydi.
    BİR SEMBOL İSİM
    Ayşe Mayda’dan sonra Karantina’nın sembollerinden herkesin sevip saydığı insan İstemi Nalbantgil. Türk tıbbına hizmetleri ve binlerce doktor yetiştirmesinin yanısıra, yazdığı kitaplarla da hizmeti sürdürdü, sürdürüyor. Bayrak yarışında kızı Prof. Dr. Sanem Nalbantgil de övgüye değer. Dr. Halit Nazlı, oğlu Ziya Nazlı, futbolcu Günay Nazlı, basketbolcu Mehmet Nazlı iz bırakırlarken, Limoncuoğlu ailesinin de Karantina’da tarihi ve özel bir yeri var. Avukat Önder Limoncuoğlu, İzmir masa tenisi (o zaman ping-pong) şampiyonuydu. Dr. Cevat Erman ve genç yaşta kaybettiğimiz kardeşi Dr.
    Sevil Erman önünde saygıyla eğilelim. Ayrıca devrin ünlü şapkacısı Rahmi Bey ve şimdiki Kent Hastanesi’nin Başhekimi Prof. Dr. Suat Buket de Karantinalı’ydı.
    İSMİNİ EFSANE KULÜP BÜYÜTTÜ
    Karantina’nın Türkiye çapında tanınmasında 1951 yılında kurulan Karantina Gençlik ve Spor Kulübü’nün büyük payı var. İzmir 3. Noteri Muammer Eriş (ilk başkan), Alaaddin Asena, Matbaacı Faruk Öğütler, Mali Müşavir Metin Bekemler, Behiç Bey, Mimar Suat Bey ve Turan Sayar (Kambur Turan) tarafından kurulan kulübün sembol yöneticileri, Fikret Cem, Tuğrul Erbey, Ünal Barkay, Halit Gürüz ve Erol Artun’dur. Güneş Atabay’ın etkinliğinin yanısıra ismi altın harflerle işlenecek, hayatını kulübüne adayan merhum Doruk Karaoğlu.
    İLK SÜPER KULÜP
    Karantina, F.Bahçe, G.Saray, Beşiktaş dahil, en çok branşta faaliyet gösteren Türkiye’nin ilk gerçek spor kulübüdür.
    Atletizm, voleybol, basketbol, futbol, hentbol, yüzme, sutopu, masa tenisi, boks, güreş ve bisiklette şampiyonluklar, önemli başarılar elde etmiş, sayısız milli sporcu ve rekortmenlerin yuvası olmuştur.
    KAĞITTAN MADALYALAR
    Karantinalı yöneticiler arasında Tuğrul Erbey ve eski Baro Başkanı Güneş Atabay’ın ayrı bir yeri vardır. 1950’li yıllarda büyük mahrumiyet çekilirken Tuğrul Bey, semtteki çocukları atletizme alıştırmak için onları sokaklarda yarıştırır, kazananlara vermek için kağıttan madalyalar hazırlardı. Spora özendirmek için de bu madalyaları onlara verirdi. Tüm sporcularla ilgilenir, her türlü dertlerini çözmeye çalışırdı. Güneş Atabay da uzun yıllar sporcuların, özellikle atletlerin bir ağabeyi, babası gibiydi. Türkiye’ye bisiklet sporunu 1948 yılında Oktay Tiyanşan’la birlikte ilk getiren kulüp Karantina’dır. Masa Tenisi’nde Önder Limoncuoğlu unutulmaz. At Yarışları otoritesi Coşkun Güzey de oralıdır. Karantina’nın amigoları Topçi ve Kaya da takımın renkleri, neşeleriydi.
    BARKAY ‘LAR İZ BIRAKTI
    Karantina’nın köklü ailelerinden söz ederken, Barkay’ları da unuttuğumuz zannedilmesin. Onları nasıl unuturuz? Erdal Barkay, Prof.Dr.Oral Barkay, Ünal Barkay, devre devre isimlerini, bırakın Türkiye’ye, yurtdışına bile taşıdılar. Erdal Barkay, bu branş için yeterli olmayan fiziğine rağmen (Boyu 1.73 metreydi) atletizm 110 metre engellide Türkiye rekortmeni müthiş bir yetenekti. Olimpiyatlarda kendisinden 30 santim uzun Amerikalı Harrison Dillard’ın ardından ikinci olmuş, Dillard onu Amerika’ya davet ederek, “Orada dünya çapında atlet olursun” demişti. Ancak talihsiz bir trafik kazası sonucu ağır şekilde yaralanarak atletizmi bırakıp, Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı.
    METİN OKTAY’IN MESKENİ
    İzmirspor-Galatasaray ve Türk Futbolu’nun Taçsız Kralı Metin Oktay da Karantina ile Göztepe’yi bağlayan Mektupçu’da uzun yıllar oturdu. Eşi Servet Kardıçalı ile mutlu günler yaşadı. İnönü Lisesi’nde, ardından Mithatpaşa Endüstri Meslek Lisesi Mobilya Bölümünde okudu, oradan mezun oldu.
    Türkiye’nin bazı ünlü içecek markalarının sahibi İsa Güner, eşi Emine hanım, sporcu evlatları Gökhan ve Coşkun Güner ve kızları Tülay ile Benal da Köprü’de otururlardı.

    Milli atlet arkadaşım Salih Evin, babası Sıtkı Evin, annesi Perihan hanım, ablaları Işık ve Evin hanımlar, eniştesi Dr.
    Abdurrahman Turan kardeşi Ünsal Turan da Karantina’nın gözbebekleriydi.
    BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
    ZİYARETÇİ YORUMLARI

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

    BİR YORUM YAZ