Osmanlı Dönemi’nde camilerden ayrı olarak kurulan egitim kurumlarına Medrese adı verilmektedir. Medreseler, İzmir’deki Osmanlı Dönemi mimari eserlerinin en önemlilerindendir.
İzmir bir ticaret kenti olarak bilinmektedir. Ancak bu medreselerin varlıgı, kentin aynı zamanda bilime de çok önem verdigini göstermektedir. Öyle ki, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından kente diger sehirlerden ilim tahsil etmek için gelen gençlerin çoklugu nedeniyle “Alimler ormanı” sıfatı verilmistir. Bu söz, İzmir’in kültürel açıdan da her zaman yüksek kalitede bir kent oldugunu açıkça ifade ederken, medreseler de bu kültürel kaliteye tanık olmaktadır.
Bu medreseler genelde kent içerisindeki cami avlularında bulunmaktadır. Kent içerisinde Münir Aktepe 33 medreseden bahsetmektedir.
Baslıcaları;
Abdülfettah Medresesi, Ahmet Aga Medresesi, Ahmet Resit Efendi Medresesi, Ahmed Said Efendi Medresesi, Alemdar, Ayse Hanım Medresesi, Bezel-zade Medresesi,Berber-zade Medresesi, Bölükbası Medresesi, Darü’ül Kura Medresesi, Faik Pasa Medresesi, Fatma Hatun Medresesi, Fazıl Ahmet Pasa Medresesi, Hacı Ali Pasa Medresesi, Hacı Hüseyin Aga Medresesi, Hacı Molla Ali Medresesi, Hacı Yusuf Camii Medresesi, Hatuniye Medresesi, İsmail Efendi Medresesi, Kaptan Pasa Medresesi, Karabag Medresesi, Kemeraltı Camii Medresesi, Kursunlu Medresesi, Küçük Hacı Mehmed Medresesi, Mahkeme Medresesi, Mahmud Efendi Medresesi, Musa Bali Yakası Medresesi, Müftü Camii Medresesi, Pabuçcu-zade Medresesi, Saçmacı-zade Seyyid Hacı Ahmed Aga Medresesi, Sultan Selim Medresesi, Yalı Medresesi’dir.
Ancak bu medreseler günümüzde islevsizdir. Çogu bulundugu caminin bir dahili haline gelmistir.
Hatuniye Medresesi
İzmir Anafartalar Caddesinde bulunan bu medreseyi yanındaki cami ile birlikte Hacı Hüseyin isimli bir kişi eşi Tayyibe Hatun için 1739 yılında yaptırmıştır. Bu nedenle de camiye ve medreseye Hatuniye ismi verilmiştir.
Medrese kesme taştan, avlu çevresinde sıralanmış hücrelerden meydana gelmişti. Hücrelerin üzerleri kubbe ile örtülü olup, içlerinde ocak ve nişler bulunuyordu. Hücrelerin avluya açılan birer kapısı ile penceresi vardı.
Cami avlusundaki bu medrese hücreleri İzmir Belediyesince kamulaştırılmış ve burası bir park haline getirilmiştir