İZMİR URLA KARANTİNA ADASI – Klazomen Tahaffuzhanesi
İnsanlık tarihinin 5 bin yıllık izlerine rastlanan Karantina Adası, yıllara meydan okuyor. Urla’dan Karantina Adası’na kara bağlantısı ile geçtiğinizde yol ikiye ayrılıyor. Sağ tarafa dönen yol İzmir Urla Devlet Hastanesi’ne giderken soldaki yol ile Eğitim Merkezimize ulaşılmaktadır.
Karantina Adası,Klazomenai Antik Kenti’nin toprakları üzerinde kurulu hiç dalga olmayan Antik Plajı ile ünlüdür. Adanın her tarafı çam ve palmiye ormanı ile kaplıdır.
1800’lü yılların başında Asya’dan Avrupa’ya yayılan ölümcül hastalıkları engellemek için kıtalar arasında karantina bölgeleri oluşturuldu. Bu bölgelerde Tahaffuzhaneler kurularak kıtalar arasından geçiş yapan gemiler kontrolden geçiriliyordu. Türk Dil Kurumu Tahaffuzhaneyi “sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu” olarak tanımlıyor. Özellikle hacıları taşıyan gemiler daha dikkatli bir şekilde kontrol ediliyordu. Çünkü bu dönemde hacıları taşıyan gemilerin tonajı düşük olmasına rağmen yolcu sayısı fazlaydı. 1893’te Cidde’den hareket eden bir Avusturya vapurunda Tur’a varana dek 27’si koleradan 33 ölüm olayı yaşanmıştı. 1873’te Cidde’den yola çıkan vapur İzmir’e varana kadar 334 kişi ölmüştü. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engellemek için 1823’te Osmanlıların ilk karantina bölgesi kuruldu.
1865’te Klazomen (Urla) Tahaffuzhanesi, Osmanlılar tarafından Fransızlara yaptırıldı. Fransızlar bu adayı çeşitli teçhizatlarla döşeyip Tahaffuzhane haline getirdi. Bu dönemde adanın karayla bağlantısı olması için Fransızlar bir de köprülü yol yaptı.
1865 yılından 1950 yılına kadar işlemini sürdüren tahaffuzhanede işlem şöyle işliyordu:
O Yıllarda hac gemileri ada açıklarında demir atar, yolcular küçük teknelerle taşınarak soyunma odalarına alınır.Kıyafetleri çıkarılıp filelere konulur. Peştamal ve takunya giyen yolcular Birinci bölümde ilaçlı sularla duş yaptırlır. bu arada tüm eşyaları ve çamaşırları 360 derece dönebilen dolaplarla ikinci bölüme gönderilir, Soyunma odalarının arka duvarında olan görevliler dönen dolaplardan kıyafetleri alıp sterilizasyon işlemini başlatır. ikinci bölümdeki üç büyük kazanda 110 derece buharla mikroplardan arındırılır. Birinci bölümde ise ilaçlı sularla duş yaptırılan yolcular peştamal ve takunyaları giyenler özel duş odasına alınır. Burada kendilerine verilen sabunlar ve özel sterlize edilmiş suyla yıkanırlar. Duştan çıkanlara kıyafetleri iade edilir. Doktor muayenesinden geçerler. hasta olanlar karantinaya alınır sağlıklı olanlar yolculuklarına devam eder. Hastalık taşıyanlar bir daha asla adadan çıkamaz. Ölene kadar adada misafir edildikten sonra sönmüş kireç dökülen mezarlıklara gömülürler.
Yorum gönder