İzmir Ticaret Lisesi

İzmir Ticaret Lisesi

1924’te “Lisan ve Ticaret Mektebi” adı ile Küçükyalı Köprü Mahallesindeki Sait Paşa Konağı’nda eğitime başlayan okul 1932’ye dek yatılı ve gündüzlü olarak eğitim verir.Ancak bina her geçen gün artan öğrenci sayısına cevap veremez hale gelir.Bunun üzerine okulun merkeze daha yakın ve büyük bir yere taşınması kararı alınır.Yeni bina arayışları sürerken 1935’de ilk adres “1922 İzmir yangınına kadar Serke-Kör Papaz Okulu’na bağlı olarak eğitim veren Fransız Ticaret Mektebi”binası olur.Okul sadece yer değişikliği yapmakla kalmaz,yıllarca sürdürdüğü yatılı geleneğinide terk eder.Aynı yıl Vali Kazım Dirik ve Okul Müdürü Abdullah Aker’in çalışmalarıyla lise kısmı açılarak gerçek kimliğine kavuşur.
Kentin merkezine taşınan lise,1940’lı yıllarda,İzmir’in sosyal hayatına yön veren futbol,basketbol ve tiyatro gibi faaliyetlerde başı çeker.Şenlik havasında geçen haftasonu gezilerine çevre okullardan da birçok öğrenci katılır.Bu dönemde okuyan öğrenciler arasında yaş farklılığından dolayı “büyükler” ve “küçükler” adıyla prestij ayrımı vardır.Okul zaman zaman bu iki gurup arasında tatlı çekişmelere sahne olur.Bu renkli günlerin tanığı Erdoğan Ateşoğlu sınıfın akıl hocalığını yapan büyüklerden çekindiğini hatırlıyor,gülümseyerek.Fakat bu gelenek,Ateşoğlu’nun içinde bulunduğu küçükler gurubu’nun Ankara’daki kutlamalara katılabilmek için okulda kaldıkları gece son buluyor .

O,”Biz kulenin altındaki odaya yerleşmiştik.Büyük öğrenciler ise gece bara kaçmışlardı.Gece geç dönen büyükler bizi yataklarımızdan kovdu.Bunlardan biri o kadar büyüktü ki okulda herkes ona “amca Fethi”derdi.Bizde intikam almak için yemekhanedeki kazanlardan yağlı kara alıp uyuduğu sırada Amca Fethi’nin yüzüne sürdük.Okulda zil olmadığı için kalk borusunu ben çalardım.O sabah planın bir parçası olarak boruyu çalmadan önce herkesi uyandırıp kaldırdım.Uyanmamış olan Fethi geç kaldığı için yüzünün halinden habersiz aceleyle sıraya girdi.Kıyafetlerimizi kontrole gelen müdür muavininden sıkı bir azar işiten Fethi,çok sinirlenmişti.Yüzünü yıkamaya gittiğinde ise biz çoktan sıraya girmiştik.Trende de ayrı kompartımanlarda olduğumuzdan bize birşey yapamadı.” diye anlatıyor yılların ağırlığını taşıyan anısını.
Bir zamanlar önünde Arnavut kaldırımlı daracık sokakların buluştuğu okulunu unutmayan bir diğer isimde 1969 mezunu Osman İnnece.”Yaşamımın dönüm noktası” diye tarif ettiği İTL’de unutamadığı tek isim var:Okul Müdürü Osman Özden:”20 yaşında İzmir’e geldiğimde geceleri çalışıp gündüzleri okula gitmeye karar vermiştim.Tercihimi meslek sahibi olmak adına Ticaret Lisesi’nden yana kullandım.Fakat yaşımın büyük olması nedeniyle okul müdürü ilk başta beni almak istemedi.Bende kaydımın yaptırılması için bir hafta boyunca kapısının önünde yattım.Her gün beni azarlasa da vazgeçmedim.Kararlığımı ve azmimi gören müdür,benden sınıfta kalmamak sözünü aldıktan sonra,kaydımı yaptırdı.Üstelikte velim olarak.”İnnece,kurs ve yiyecek fişiyle okumuş.Bu yüzden,kimsesiz ve yardıma muhtaç öğrencilere eğitim bursu sağlayan İTL Vakfı’nın başkanlığını sürdürüyor on yıldır.Kendi deyimiyle vefa borcunu ödeyebilmek için.
1979 mezunu Bülend Var’ın ise en çok daktilo ve şaryo seslerinin çınladığı koridorlar kalmış aklında;birde samimiyet:”Bugün sadece sınıf içinde yaşanan kaynaşmayı,biz bütün okul olarak yaşardık.”Muhasebe bölümünden 1984 mezunu Aydan Tırpan da Var’ın sözlerini destekliyor.Hem o okuldan kopmamış,Edebiyat öğretmeni olarak serüvenini sürdürüyor.Daktilo seslerine gelince,çok özlediğini söylüyor:”Eskiden daha fazla daktilo dersi vardı.Şimdi de var ama bilgisayarlı muhasebeye geçildiği için önceki gibi çok değil.Ozaman çok sıkardı bu gürültü bizi,şimdi ise özlüyorum.”
Anılarıyla okulun bir dönemine ışık tutan Tırpan’ın “disiplin”e ilişkin söyleyecekleri de var.”Kıyafet konusunda çok titiz davranırdı öğretmenlerimiz.Öğrencilerle okul içinde adeta köşe kapmaca oynarlardı.”diyor.
Kentin ilk göz ağrısı olan okul,birçok ilke de ev sahipliği yapmış.İzmir’in ilk sekreterlik okulu,kuaförlük kursu ve bilgisayar laboratuvarı İTL bünyesinde açılmış.1937’de ise önemli bir girişime imza atılmış.Eğitimlerini tamamlayamamış kişilerin ise diploma alması için “Akşam Ticaret Lisesi”kurulmuş.Çalışan kesimden büyük ilgi gören bu lise,Açık Öğretim Liselerinin kurulmasıyla 60 yıl hizmet verdikten sonra kapatılmış.Yine 1989’da açılan Anadolu Dış Ticaret Meslek Liseside kendi alanında Türkiye’de açılan ilk eğitim kurumu.Ama en önemlisi iki üniversitenin çekirdeği olmuş okul.1944’de İTL binasında öğretime Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu olarak başlayan İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi,DEÜ İşletme ve Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin temeliymiş.
Köklü bir geçmişe sahip okul,kentin tarihi mirasına açılan bir pencere aslında.Geçtiğimiz yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Yenilenme Projesi”ile orijinaline uygun olarak restore edilen okul yeniden hayat bulmuş.Okulun Müdürü Recai Perkel,1922 yılında İzmir yangınını yaşamış,Saint Maria ve Polikarp Kilisesi’nin parçalarından biri olan okul binasının kent belleğinde önemli bir yer aldığına dikkat çekiyor.Okul binasının “Eski Papaz Okulu” olarak eğitim verdiği dönemden kalma çanın sadece mekanizması kalmış geriye.Saatin bulunduğu yerde ise artık okulun amblemi öğrencileri selamlıyor.Uzun balkonlarla çevrili bahçesinde her yıl bahar ayında “Streetball” turnuvası düzenleniyor.
Sokak basketbolu olarak tanımlanan turnuva.Basketbol tutkunu öğrencilerin oyununa müzik ve dansında katılımıyla şenlik havasında geçiyor.Turnuvanın hakemliğini okulun Beden Eğitimi Öğretmeni dünyaca ünlü hentbol hakemi Vehbi İşgören yapıyor.
İzmir’in en eski orta öğretim kurumlarından olan okul,22 öğrencisiyle başladığı eğitim serüvenini bugün 900 öğrenci ile sürdürüyor.Ticaret alnında meslek edinmeye yönelik İzmir ticaretine yön verecek gençler yetiştiren okul bünyesinde dört lise birde üniversite var.Anadolu Meslek ve Anadolu Dış Ticaret Meslek Lisesi,aynı müdürlüğe bağlı olarak eğitim veriyor.Meslek liselerinde sınavsız yatay geçiş uygulamasının başlamasıyla dersler bittikten sonra Ekonomi Üniversitesi’nin Muhasebe Bölümü öğrencileri okul binasında eğitim görüyor.Hafta sonları da Açık Öğretim Lisesi öğrencilerine ev sahipliği yapan okul,böylelikle haftanın tüm günlerinde eğitim veriyor.
Okulun son sınıf öğrencilerinden Sema Cantürk,Ticaret Lisesi’ni seçmesindeki en önemli nedeni okulun meslek seçiminde geniş imkanlar sunması olarak açıklıyor.Anadolu Meslek Lisesi’nde hazırlık eğitimi gören Tuğba Önal ise eğitimini tamamladıktan sonra ülkenin ticari hayatında söz sahibi olmayı hedefliyor.
Açıldığı dönemden başlayarak gerek orta ve lise düzeyindeki eğitim faaliyetleri,gerekse alanla ilişkili yan kolların oluşturulması ile İzmir ticaret hayatına yön verenleri yetiştiren okul,günümüzde modern ve yüksek binaların arasında güneşe dönük balkonları,bu balkonlara açılan sınıf kapıları ve pencereleri,yüksek tavanları ile tarihe tanıklık yapmaya devam ediyor.

Rate this post

Yorum gönder