İzmir Milli Kütüphanesi ve Vakfı
1800’lü yıllarda İzmir’de; tamamı azınlıklara ait 4 kütüphane, 4 tiyatro ve konser salonu, pek çok konser kahvesi, sinema ile pek çok okul ve kolej bulunmaktaydı. Ekonomi, kültür ve sanat alanlarında da azınlıkların etkin olduğu o günkü İzmir’de, Türk halkı için bir kütüphane kurarak ulusal bilinci geliştirmek ve ulusal egemenliğin simgesi niteliğindeki “Milli Kütüphane”yi kurumsallaştırmak, şehir ileri gelenleri için büyük bir idealdi. Ulusal kütüphaneler, görev ve sorumlulukları açısından ulusal bağımsızlığın bir göstergesi olduğu gibi, düşünce ve sanat eserlerinin toplanıp düzenlendiği, bilim ve kültür mirası olarak gelecek kuşaklara aktarıldığı ulusal kurum özelliği de taşımaktadırlar. Osmanlı Devleti’nin İslam uygarlığından aldığı kültür mirasında kütüphaneler daima varlığını sürdürmüştür.
Anadolu Selçuklu Devleti’nden Osmanlılara intikal eden medrese ve vakıf kütüphaneleri, Avrupa devletlerindeki gibi ulusal kütüphane özelliği taşımadığından, ulusal kütüphane kurma fikri her zaman gündemde kalmıştır. Özellikle İttihat ve Terakki Partisi, Avrupa kültür kurumlarının tesisinde ulusal kütüphaneyi kültürün ve eğitimin merkezinde görerek parti programlarında “Milli Kütüphane” ye yer vermişlerdir.
Azınlıkların ve İzmir’de yaşayan yabancıların eğitim ve kültür alanlarına hakim olması, İzmirli Türk aydınların eğitim ve kültür hizmetlerinin üretildiği kütüphaneye ilgisini artırmıştır. Kültür kurum ve kuruluşlarının geliştirilmesi için İzmirli Avukat Kadızade İbrahim Bey’in öncülüğünde, 1911’de İlm’ü İrfan Cemiyeti kurulur ve bu Cemiyet tarafından oluşturulan 7-8 kişilik komisyon daha sonra “İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti” adıyla anılır. Cemiyet, İttihad Gazetesi vasıtasıyla Ramazan ayında “Kütüphane Menfaatine Piyango” başlığıyla duyuru hazırlamıştır. Duyuruda; “ Milli Kütüphanemiz menfaatine tertib olunan piyango bayramda dahi devam edecektir. Memleketimizi kıymetli bir kütüphane ile tezyin etmek ve bu surette şanlı İzmir’in şanını daha ziyade ishad eylemek isteyen vatandaşlarımızdan bayram vesilesiyle bu piyangoya hararetli bir iştirak temenni eyleriz” sözleriyle halkın katılımı teşvik edilir. Bu teşvik sonunda düzenlenen piyango geliri o zamanın parasıyla 15 Lira 28 Kuruş’tur. Piyango gelirinin yetersiz kalması sonucunda toplanan para Talat Bey’e verilir. Bunun üzerine Talat Bey, Celal Bey’i [Bayar] çağırıp kütüphanenin kurulması için gerekli çalışmalara başlanması için “İlm’ü İrfan Cemiyeti”nin girişimlerini hızlandırır. Cemiyet çeşitli gezi etkinlikleriyle gelir sağlamak için çaba gösterir ve 23 Haziran 1912 tarihinde Beyler Sokağı’nda Salepçizade Konağı’nın selamlık bölümünde birkaç yüz kitapla Milli Kütüphane Vakfı ve Milli Kütüphane Derneği’nin bir kuruluşu olarak İzmir Milli Kütüphanesi hizmete açılır.
Kira giderinin karşılanması ve kitap sayısının artırılması için ek gelir sağlanması gerekmektedir. Dönemin zenginleri olan Ali Müezzinzade ve Pulcu Ömer Efendi’den borç para alınır ve bu para ile Birinci Beyler Sokağı’nda, Emekçibaşı Lokantası’nın karşısındaki boş arsaya ahşap bir sinema kurulur. Kurulan sinemanın gelirinin % 50’si Milli Kütüphane giderlerine ayrılır. Sinema geliri ile borçlarını ödeyen Cemiyet, kitap sayısını 4000’e çıkarır. Kütüphanenin, İzmir’de kısa zamanda büyük atılımlar yapması, dönemin aydınları ve yöneticilerinin ilgi ve desteklerini artırır. Başta Vali Rahmi Bey ve Belediye Başkanı Süleyman Bey olmak üzere dönemin diğer ileri gelenleri, İzmir Milli Kütüphanesi’nin geliştirilmesine önemli katkı sağlarlar. İzmir Milli Kütüphanesi’nin arsa temininde ve projelendirilmesinde Vali Rahmi Bey’in çok önemli katkıları olmuştur.
Kurumun geliştirilmesi ve yaşatılması için kurucular, devamlı gelir kay¬nağı sağlanmasına ihtiyaç olduğu konusunda birleşerek bazı girişimlerde bulunmuşlardır. Ali Müezzinzade’den borç para, Kemal Caferzade’nin kefaleti ile kereste ve inşaat malzemesi sağlanmıştır. Birinci Beyler Sokağı’nda Ekmekcibaşı Lokantası’nın karşısındaki arsada ah¬şap bir sinema binası ve ayrıca bir “Tenvirat Dairesi” oluşturulmuştu. Bu dairenin büyük bir çaba ile işletilmesi sonucunda kısa sürede borçların ödemesi sağlanmış ve kütüphanenin koleksiyon sayısı yaklaşık 4000’ e çıkarılmıştır. Kütüphanenin kurumsallaşmasında görev alan Celal Saygun, Osman Hamdi Bey, Süleyman Bey, İttihat ve Terakki Partisi İzmir Sorumlusu Celal BAYAR etkili olmuşlardır. Kuruluş aşamalarında onlarca kişinin katkısının yanı sıra dönemin Başbakanı Talat Bey’in himayeleri ayrı bir önem taşımaktadır. Kütüphanenin ulusal nitelik ve niceliğe kavuşturulması için sinema ve eğlence merkezinin inşaatı da başlatılır ancak bu sırda Yunanlılar İzmir’i işgal ederek kütüphane ve sinema inşaatı durdurulur. Cemiyet’in faaliyetlerinin Yunanlı işgal kuvvetlerince durdurulması ve cemiyetin feshedilmesi, milli kütüphane kurma çalışmalarının gizlice sürdürülmesine yol açar. Kurtuluş Savaşı sürecinde Kütüphane’nin adı “İslam Kütüphanesi” olarak değiştirilmek istenir fakat kabul edilmez. İzmir kurtuluşundan sonra İpekçi kardeşlerin altı yıllık kirası olan 45.000 Lira peşin olarak tahsil edilir ve önceden birikmiş olan 23.000 Lira ilave edilerek 1926’da “Milli Elhamra Sineması” açılır. Sinemanın gelirleri ile tahsis edilen arsa üzerinde bu günkü İzmir Milli Kütüphanesi yükselir. Kütüphane, 29 Ekim 1933’de Cumhuriyet’in 10.Yılı şenliklerinde hizmete açılmıştır. Cumhuriyet döneminde Mustafa Kemal ATATÜRK’ün açılışını telgrafla kutladığı önemli kültür ve eğitim kurumlarından birisi olan İzmir Milli Kütüphane’si, Cumhuriyet dönemin övünç duyduğu kurumlardan birisidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün, İzmir Buca’daki Gezisi Sırasında İzmir Milli Kütüphanesini Ziyaret Ettiğine Dair Telgraf Metni, kurum yönetcilerinin Türk kültürüne katkıtkılarını belgeleyen bir övünç madalyası gibidir. Atatatürk’ün eğitim, kitap ve kütüphanelere verdiği önemin göstergesi olması açısından da, hafız-ı kütüpler için bir gurur kaynağıdır. Milli Kütüphane Vakfı ve Milli Kütüphane Derneği’nin katkılarıyla varlığını sürdüren Kütüphaneyi Atatürk üç kez ziyaret etmiş ve çok beğenmiştir. O dönemin yöneticilerinin Atatürk’e; “Gelirimiz az kitaplarımız yetersiz” demeleri üzerine Atatürk, ikisi İstanbul , ikisi de Ankara olmak üzere periyodik gazete ve dergilerin İzmir Milli Kütüphanesi’ne gönderilmesi talimatı vermiştir. Bu talimat üzerine İzmir Milli Kütüphanesi “ ulusal derleme ve arşiv kütüphanesi işlevi görmüştür.” İzmir Milli Kütüphanesi’nin koleksiyonunda; aralarında çok nadide el yazması Kur’an-ı Kerimler’in bulunduğu beş bin el yazması eserle birlikte toplam 600 bin kitap vardır. İçerisinde 45 harita olan Katip Çelebi’nin dünya coğrafyası ve astronomisi hakkında yazılmış Cihannüma’sı, ilk matbaacımız İbrahim Mütefferika baskısıdır. Antik Yunan filozofu Aristotales’in 1531 yılı Gutenberg basımlı ilk matbaa ürünü kitabı ile ayrıca, 74 el yazması Kur’an-ı Kerim bulunmaktadır. 2006 yılından beri nadir eser ve el yazmaları dijital ortama aktarılan Kütüphane, kültür kurum ve kuruluşlarının Osmanlı Devleti’nde Cumhuriyet dönemine intikali açısından ve Cumhuriyet dönemindeki yeniden yapılanma sürecinin yaşayan tanığı olması açısından önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin “kültür” olduğunu vurgulayan Atatürk, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Tiyatro, Opera ve Bale kurumlarıyla birlikte Kütüphanelerle de bizzat ilgilenerek, Türk medeniyetinin yeniden canlandırılmasında eğitim ve kültür kurumlarının hizmetlerini bizzat yönlendirmiştir. 23.9.1939’da resmen Milli Kütüphane adını almış ve 1978’den sonra İzmir Milli Kütüphane Vakfı’nın kuruluşu olarak görevini sürdürmektedir.
aslan@mkutup.gov.tr
Copyright © Derleyerek Hazırlayan: Cengiz ASLAN / Araştırmacı
Kaynaklar:
Gürlek, Ahmet .- “İzmir Milli Kütüphanesi” .- Ankara: Türk Kütüphaneciler Derneği Bülteni, 29, (4), 1980, 241-253.s.
Şahin, Mustafa.- “ Dünü ve Bugünüyle İzmir Milli Kütüphane”.- İstanbul: Tarih ve Toplum, 23, (134), 1995, 39-46.s
İzmir il yıllığı.- İzmir: İzmir Valiliği, 1967 İzmir Milli Kütüphane “İzmir Milli Kütüphane açılma senliği”-İzmir: [ İzmir Milli Kütüphane], 1933 www.altinmiras.com/Icerik_Detay.ASP?Icerik=403 – 29k
Yorum gönder