İZMİR FRENK SOKAĞI
17. yüzyılda, Thevenot (1655-1656 yıllarında), bütün Anadolu ve Hıristiyan dünyasının ticaretinin bu şehirde yapıldığını, Evliya Çelebi (1670- 1671 yıllarında) kentte 18 yabancı devlet temsilciliği bulunduğunu belirtmektedir. Yabancı devlet temsilciliği sayısının bu kadar artması, kentin dış ticaretteki rolünün belirginleştiğine işaret etmektedir
Artan ticaretin daha düzenli yapılabilmesi amacıyla, 1674 yılında Fazıl Ahmet Paşa kentte büyük bir imar hareketi başlatmıştır. Vezirhan, bedesten, hamam, Kemer Deresi üzerine su kemeri ve köprüler inşa edilmiştiBu dönemde iç limanın daralıp sığlaşmasıyla liman fonksiyonlarının taşındığı kuzey sahilinde oluşan Frenk Sokağı, Liman Kalesi’nden başlayarak Büyük ve Küçük Vezirhan’ın önünden geçmekte, Aya Photini Kilisesi ve bir girinti yaparak St. Polycarp Kilisesi’nin önlerine gelmektedir . Thevenot (1655-1656 yıllarında), kıyı boyunca gümrük binaları, konsolosluklar ve Frenk tüccarların evlerinin konumlandığını, bu yapıların arkasında limana açılan kapıların bulunduğunu, Evliya Çelebi (1670-1671 yıllarında), kentin kuzeyinde ikamet eden gayrimüslimlerin evlerine teknelerle gidip geldiklerini belirtmektedir.
Slaars’ın (2001) Fransız Konsolosluğu arşivinden aktardığına göre, 1688 yılında meydana gelen depremde şehirdeki evlerin dörtte üçü yıkılmış, depremden sonra çıkan yangının etkisiyle Frenk Mahallesi tümüyle yok olmuştur. Bu büyük felaketin ardından kent fizyonomisi büyük ölçüde değişmiş, burada yaşamakta olan yabancıların bir kısmı ülkeyi terk etmiş ve kent nüfusunda bir azalma olmuştur . Ancak kent, ticari konumu ve coğrafi üstünlükleri sayesinde kısa sürede yeniden toparlanmıştır.
Kentte artan ticari yoğunluk, 18. yüzyıl sonunda iç limanın tamamen doldurulmasına sebep olmuş, bu tarihten başlayarak 1872 yılına kadar İzmir rıhtımsız kalmıştır. Bunun yanı sıra, 17. yüzyılda kıyı hattını oluşturan Frenk Caddesi’nin deniz tarafına kısmi dolgular yapılarak kıyı çizgisi değiştirilmeye başlamıştır. Aynı dönemde Frenkr Caddesi’nin deniz tarafında, İngiliz kuruluşlarının yerleştiği İngiliz Rıhtımı oluşmuştur
Burası günümüz Efes Oteli’nin bulunduğu alana denk gelmektedir. Bu dönemde kentin çeşitli mahalleleri arasındaki görünüş ve yaşayış farkları, gezginlerin dikkatini çekmekte, kentin en güzel ve düzenli caddesinin sahil boyunca uzanan Frenk Caddesi olduğunu, gemilerin buradaki rıhtımı bulunmayan evlerin önüne kadar geldiğini belirtmektedirler 1778’de yaşanan deprem ve ardından Frenk Mahallesinde çıkan yangın yüzyıl içinde kentte yaşanan ikinci büyük felaket olmuş, Fransa, İngiltere, Venedik, Napoli, Ragosa konsoloslukları, Avrupa Gümrüğü, çeşitli Fransız ve Rum tacirlerin mağazaları ve birçok han yapısı yanmıştır www.kemeraltı.com
İzmir bu felaketin yaralarını da kısa sürede sarmış ve ticari alanda yükselişini devam ettirmiştir. 18. yüzyılın ikinci yarısında iç limanın tamamen dolması ve üzerinin yapılaşmasıyla Frenk Sokağı, biraz daha kuzeye uzanmış, Boyacı Deresi’nin denize döküldüğü yere ulaşmıştır. Bu sokak günümüz kentinde Halit Ziya Bulvarı, Büyük Efes Oteli’nin bulunduğu alan ve 1377 Sokak’ın batısından geçerek 1383 Sokak’ın izini takip etmekte ve Bella Vista’ya bağlanmaktadır 19. yüzyılın ilk yarısında İzmir bir önceki yüzyıldaki genel görünümünü ve karakterini korumaktadır. Bu dönemde konsolosluk yapıları ve diğer önemli kuruluşlar kıyıda yer almakta, kendilerine ait özel iskeleleri bulunmaktadır. Frenk Mahallesi’nde deniz cephesi boyunca rıhtım olarak nitelendirilebilecek tek açıklık İngiliz Rıhtımı’dır. Bu dönemin önemli gelişmelerden bir tanesi yapımına 1856’da başlanan ve 1858’de kullanıma açılan Aydın-İzmir demiryoludur. 19. yüzyılda gerçekleştirilen imar çalışmaları arasında liman ve rıhtım inşası kentin mekansal yapısını büyük ölçüde değiştirmiş, bu projeyle kentin deniz cephesi tamamıyla yenilenmiştir. 1876’da rıhtım ve dalgakıran, 1880’de de yeni gümrük binası tamamlanmıştır Tüm bu imar faaliyetleri rıhtımı cazibe merkezi haline getirmiş, yapılan dolgularla Frenk Mahallesi kıyıdan 200 metre içeride kalmıştır. 19. yüzyılda, tüm bu imar faaliyetlerinin yanında, yaşanan yangın ve depremler, tekrar tekrar şehrin görüntüsünü değiştirmiştir.
1834, 1841 ve 1844 yılında büyük yangınlar, 1883 yılında da büyük bir deprem olmuştur . Özellikle 1834 yangını Frenk mahalleleri ve çarşının bir kısmının tahrip olmasına sebep olmuştur Yabancılara 1836 da ticaret yapma, 1856 da mülk edinme hakkı tanınması İzmir’e büyük sermaye akışına neden olmuş, yabancıların buraya yerleşerek ticari faaliyetlerini buradan yürütmelerine olanak sağlamıştır .
Bu yeni ticaret anlayışıyla, batıdan gelen malların satıldığı çarşı haline gelen Frenk Sokağı’na ait ayrıntılı bilgiyi Goad’ın sigorta şirketi için hazırladığı 1905 tarihli haritasından edinebilmekteyiz. Bu plana göre yoğun ticaret işlevinin Büyük Vezir Han’ın önünden Mahmudiye Caddesi ile başladığı, St Photini Meydanı’nda bir kıvrım yapıp buradan Sultaniye Caddesi olarak Fasula Meydanı’na kadar devam ettiği görülmektedir.
Fasula Meydanı buraya alışverişe gelenler için bineklerini bağladıkları bir başlangıç noktasıdır. Fasula Meydanı’ndan sonra konut kullanımı yoğunlaşan ve Teşrifiye adını alan sokak Belle Vue’den sonra Mesudiye adını alır. Frenk Sokağı üzerinde, üç kata kadar yükselen yapılar, ticaret ve konut işlevini bir arada barındırır. Günümüz Kıbrıs Şehitleri Caddesi, eski Frenk Caddesi’nin 1922 yangınından kurtulan son bölümünü oluşturmaktadır Mahmudiye Caddesi’ni geçtikten sonra (ki, ileride Sultaniye Caddesi olarak isimlendirilecek ve halk arasında Frank Sokak adını alacak olan bu kesimde depo kullanımları yer almaz), kıyıya, denize inen yollara paralel, dar ve uzun kullanma alanları üzerinde büro tipi kullanımlar en yoğun aktiviteydiler. Alanın bir diğer özelliği de cam işi ve imalatı yapan bir çok kullanışın konumlanmış olmasıdır. Barbaressi Han yanında Santa Maria Kilisesi bu alandadır. Bir uçta benzer aktiviteler ile Coya Han uzanmaktadır ve buradaki ticaret ihtisaslaşmış durumdadır. Anadolu’nun ve hatta doğunun en iyi halılarını burada bulmak mümkündür. Buradaki işyerlerinin genellikli görevi üreticiden alınan malı bir üst seviyeden tüccara aktarmaktı . Ayrıca bu prestij bölgesinde, güç göstermek isteyen pek çok kuruluş da yer almıştı. Bunlar arasında Yunan Konsolosluğu, Midilli ve Atina Bankaları ilk görünenlerdi. Avrupa’nın büyük mağazalarının İzmir şubeleri de burada yer almaktaydı. Bunlara örnek olarak; Ordosti Back, ou Louvre, au Paradis des Dammes, Bon Marché ve Samatiraine belirtilebilir .
Yorum gönder