Atatürk, ayakkabılarını Kemeraltı'nda yaptırırdı
Ulu Önder Atatürk, ayakkabılarını, Kemeraltı’nın girişindeki Halim Alanyalı Pasajı’nda dükkanı bulunan kunduracı Kazım Usta’ya ısmarlar, onun dışında kimseden almazdı…
70 YIL ÖNCE KEMERALTI / GÜRKAN ERTAÇ
Kemeraltı denince, 1947’ler, çocukluğum aklıma gelir. 9 Eylül İzmir için bir tarihi bayram şeklinde kutlanırdı. Sarı Kışla’dan, vilayetin önünden çarşıya giren atlı süvariler, atların parke taşlar üzerinde çıkardığı şakırtılarla Kemeraltı’nı boydan boya katederdi. Çarşı’nın her iki yanı, insan kalabalığından sanki mahşer. Dede, nine, anne, baba, çoluk çocuk herkes askerlerin resmigeçidini izlemek için hazır beklerdi. Askerler geçerken Türk Bayrakları sallanır, gözyaşları salıverilirdi. Hoparlörlerden de, özellikle davudi sesiyle Hasan Mutlucan’dan uygun adım marşlar: “Çıktık açık alınla, 10 yılda her savaştan….”, “Yine de şahlanıyor aman, Kolbaşı’nın yandımda kır atı. Bize de görünüyor aman, bize serhad yolları…”..”
GAZİ’NİN USTASI
Ulu Önder Atatürk’ün ayakkabılarını, Kemeraltı’nın girişindeki Halim Alanyalı Pasajı’nda dükkanı bulunan kunduracı Kazım Usta’ya ısmarladığını, onun dışında kimseden almadığını biliyor musunuz? Gemlik’te doğan ama 1913’te İzmir’e gelip siyasi hayatını İzmir’e adayan, Altay Gençlik ve Spor Kulübü’nün kurucularından Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı, Atatürk’ün son Başbakanı Celal Bayar’ın, henüz hiçbir resmi görevi olmadığı devirlerde buruşuk pantolonlarını kapıcı Cemal’e ütülettiğini ve Demokrat İzmir Gazetesi’nde ütüleme işinin bitmesi için kilotla beklediğini? Türkiye’nin en büyük holdingleri arasında yer alan Eczacıbaşı Holding’in de Kemeraltı’ndaki Şifa Eczanesi’nden doğduğunu, holdingin banisi Süleyman Ferit Eczacıbaşı’nın, akrabası olan Aktaş Kolonyaları’nın sahibi Kemal Kamil Aktaş’la birlikte Altınordu Kulübü kurucusu olduğunu bilenimiz pek azdır. Göztepe’nin efsane yöneticilerinden Zeki Çırpıcı’nın 3 dalda Kemeraltı’nda iz bıraktığını, 70 80 isimli taksi durağının, özellikle hanımlara özel imalat satan Elegan ayakkabı ve çanta mağazasını, Kuyumcular Çarşısı’nın hemen başında ayrıca da büyük bir kuyumculuk ve mücevherat mağazasının sahibi olduğunu da belirtelim….
SARI KIŞLA’DAN BAŞLAYIP
BAŞLARKEN
Kemeraltı. “Tarihi Çarşı” diye tanımlamaktan öte İzmir’in kalbi, yaşam hazinesiydi. 65 yıl önceki halini birebir yaşayan mutlu insanlar, İzmirliler arasındayım. Benden yaşça biraz büyüklerden de destek alarak o şaşaalı devirlerin profilini çıkarmaya koyuldum. Tabii ki, “Herşeyi eksiksiz yazmak” gibi bir iddiam yok. O nedenle hatalarım, unuttuklarım için affola. İnanıyorum ki bu yazdıklarım, yeni eklentiler ve katkılarla daha zenginleşir. Her zaman doğru bellediğim bir değerlendirme vardır: “Yazmak, konuşmaktan iyidir. Söz gider, yazı kalır….” Kemeraltı gezimize Sarı Kışla’dan başlayalım… Karşısında İzmir Kapalı Cezaevi. Köşede Milli Kütüphane. Yanında İzmir’in sinema ve sanat etkinliklerinin yapıldığı Elhamra Sineması. Bitişiğinde Tapu Kadastro İzmir Bölge Müdürlüğü, yanında şehrin en ünlü işadamlarından Hacı Nuri Sevil’in (Göztepe’nin efsane yöneticilerinden Ahmet Sevil’in babası) incir ve tütün mağazaları. Ve 1945 yılında kurulan ve bir devre imza atan İzmir’in en seçkin gazetelerinden Demokrat İzmir. Bu gazeteyi Adnan Düvenci, sonradan sağlık sakanlığı da yapan Dr. Ekrem Hayri Üstündağ’ın oğlu Bülent Üstündağ ile birlikte kurdu, Demokrat Partililer katkılar yaptı.
Demokrat Parti’nin kurulmasında da Demokrat İzmir Gazetesi’nin çok büyük katkısı oldu. 1945’lerde iktidardaki CHP’yi, İzmir’de Haydar Rüştü Ökten’in çıkardığı Anadolu Gazetesi destekliyordu. Demokrat İzmir, Yeni Asır ile birlikte muhalefetin sesi oldu. Ancak İzmir Belediye Başkanlığı’na Rauf Onursal ile birlikte aday olan Adnan Düvenci Demokrat Parti Genel Merkezi, Onursal’ı tercih edince küstü ve CHP’yi desteklemeye başladı. Demokrat yanlısı gibi görünen gazete, sonradan muhalafete geçti. Yakılınca, kurulduğu İkinci Beyler’den ana caddeye taşındı. O ocaktan kimler yetişmedi ki? Adnan Düvenci ve eşi Ayten Düvenci’nin patronajında, merhum Başbakan İsmet İnönü’nün de genel sekreterliğini yapan gazeteci- yazar Şeref Bakşık (Erika daktilo makinesiyle Türkiye Daktilo Şampiyonu olmuştu, İzmir’de ilk steno’yu o bilirdi) ünlü şair-yazar Attila İlhan, ünlü yazar Naci Sadullah Danış, Özdemir Hazar (İzmir basınının babası), Türkiye’nin olimpiyatlarda bisiklette bronz madalya alan tek milli bisikletçisi Orhan Suda (sanatçı Pakize Suda’nın babası), Demokrat İzmir Gazetesi’nin önemli isimleriydi. Kemeraltı’nda ayrıca Sabah Postası Gazetesi de önemli bir yayın organıydı. Orhan Rahmi Gökçe ve Nejat Türkeri anıt isimleri arrasındaydı.
PATRONLAR OCAKTAN ÇIKTI
Demokrat İzmir Gazetesi bir basın yuvasıydı. Nice nice ünlü isimler, buradan fışkırıp Türkiye çapında ses getirdi. Sabah Gazetesi’ni İstanbul’da kuranların başında gelen şimdiki Vatan Gazetesi ortaklarından Güngör Mengi, şimdiki Gözlem Gazetesi sahibi Çetin Gürel, Turizm Bakanlığı da yapan Ege Ekspres Gazetesi’nin kurucusu Nihat Kürşat, İlhan Esen, Burhan Esen, Akın Simav, Ziya Hanhan, daha sonra Ege Ekspres Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevinde bulunan Jerfi Yener, Muzaffer İzgü, Ticaret Lisesi Müdürü Osman Özden, Şevket Özçelik, Oktay Köse, Tunç Saruhanlı bir çırpıda sayıverdiklerimiz. Bir süre Rapor ve Ege Ekspres Gazetelerinin sahipliğini de üstlenen Adnan Düvenci’nin oğlu Yusuf Düvenci’yi de yadetmek gerek.
CELAL BAYAR’IN ÜTÜCÜSÜ
Yusuf Düvenci’nin, o devirlerde Türkiye’nin 3.Cumhurbaşkanı Celal Bayar’la ilgili bir tatlı anısını vermeden geçmek olmaz:”Celal Bayar o zamanlar Demokrat Partinin lideriydi ama, parti henüz muhalefetteydi ve Celal Beyin parti başkanlığı dışında bir unvanı yoktu. Babamla çok samimiydiler. Celal Bayar birgün İzmir’de önemli bir davete gidecekti ama takım elbisesinin pantolonu buruşmuştu. Demokrat İzmir’in kapıcısı Cemal Efendi’nin kömürlü bir ütüsü vardı ve ütü yapmayı iyi bilirdi. Celal Bey (Bayar) soyundu, külotla bekledi, Cemal pantolonu ütüledi, giydi, bahşiş vererek teşekkür etti.
Yorum gönder