Kemeraltı Çarşısı

MARTI SEVDALILARI

    MARTI SEVDALILARI (5) (“Karşıyaka Karşıyaka” Dergisi, sayı 5, sayfa 34-37, Aralık-Ocak 2007)
    1926 yılına gelindiğinde Karşıyaka İskelesi’nden körfezdeki hemen tüm iskelelere aktarmasız doğrudan sefer yapıldığı görülür. Bu yıl içinde, öğle paydosu nedeniyle bile Karşıyaka’ya vapur gidip gelmektedir. Aynı yıl Karşıyaka – Reşadiye (Güzelyalı) hattında da düzenli ve aktarmasız vapur seferleri başlar. Bu iskelenin geçirdiği sayısız küçük onarımdan sonra artık elle tutulur yeri kalmayınca, Liman ve Körfez İnhisarı Anonim Şirketi yeni bir iskele yaptırtmaya karar verir. Körfezdeki vapur seferlerinin de işletmecisi olan bu şirket 1934 yılında hazırlattığı projeyi kısa zamanda gerçekleştirir. Otuz bin liraya mal olan bu iskele İzmir körfezindeki ilk betonarme iskeledir.

    Karşıyaka’nın ilk betonarme iskelesi. Hemen arkasında çoğumuzun Melek Sineması adıyla bildiği Olympia’dan bozma Ferah Sineması görülüyor. Sol tarafta, Osmanzade Parkı’na doğru sıralanan yapıların hiçbiri günümüze ulaşmamış. Pervane izi nedeniyle körfez vapurunun iskeleden ayrıldığı sırada çekildiği anlaşılan fotoğrafta, iskelede duran iki adamın üzerindeki paltolardan ve gölgelerden, zamanın güneşli bir kış günü öğleden sonrası olduğu anlaşılıyor. Sonraki yıllarda Tilla Gazinosu’nun yer alacağı köşe boş ve palmiye ağaçları da henüz bir kaç metre yükseklikteler.
    Eski Karşıyaka’yı ve sahili ile iskelesini anlatmışken İzmir’in üçüncü tramvay hattı olan Karşıyaka tramvaylarından da söz etmemiz gerekmektedir. Çünkü bu tramvaylar uzun yıllar boyunca seferlerini vapur ve tren seferlerine göre ayarlamışlardır.
    Karşıyaka tramvayı İzmir Belediyesi tarafından, Göztepe tramvay müdürü Agop Harenç efendiye 480000 kuruşa yaptırılır. 1906 yılında hizmete giren tramvay merkez iskele olmak üzere üç hattan oluşmaktadır. Bu hatlardan birincisi şimdiki Kemalpaşa Caddesi üzerinden tren istasyonu ve Osman Paşa Camii duraklarına uğrayarak Soğukkuyu’ya, ikincisi Osmanzade üzerinden Papaz (Bostanlı) iskelesine, üçüncüsü ise bir süre sahilden, daha sonra tramvay caddesinden Alaybey’e ve Naldöken’e uzanmaktadır. Karşıyaka tramvayının toplam ray uzunluğu 5750 metredir. Dar hatlı olarak yapılır. Bu nedenle tramvay arabaları sık sık raydan çıkar.
    17 Haziran 1906 Pazar günü Soğukkuyu hattı kesin kabul, diğer ikisi ise geçici kabul ile teslim alınır. Osmanzade İskelesi’ne kadar işletilmekte olan ikinci hat 1907 Haziran ayında, Penetti Köşkü, İplikçizade Köşkü, Reşadiye girişi ve Osmanzade duraklarına uğrayacak şekilde Papaz’a kadar uzatılır.
    Karşıyaka’da tramvay çalıştırılması ile bu tarihe kadar İskele – Soğukkuyu arasında seferler yapan “omnibüs”ler kaldırılır. Günümüzdeki otobüslerin atası olarak kabul edebileceğimiz bu hattaki omnibüsler, 1901 yılı Mart ayında o dönemlerin tanınmış kişilerinden kitapçı Ahmet Sabri efendi tarafından işletilmektedir. Yolculardan ücret olarak 2 metelik (20 para ya da başka bir deyişle yarım kuruş) alınan omnibüslerde Müslüman kadınlar için perdeyle ayrılmış özel bir bölme de bulunmaktadır.
    Karşıyaka tramvayını ilk yıllarda Belçikalılar çalıştırmaktadır. Bu dönemde vagonlar tek atla çekilmektedir. Seferler Hamidiye Vapur Şirketinin Karşıyaka, Osmanzade ve Alaybeyi iskelelerine geliş saatleri ile Karşıyaka’ya işleyen trenlerin hareket saatlerine göre çalışmaktadır. 1908 yılında personel olarak üç kontrol memuru, sekiz biletçi ve sekiz sürücü çalışmaktadır. Yine bu yıl altı tanesi açık (yazlık), altı tanesi kapalı olmak üzere on iki tramvay arabası vardır. Yolcu ücreti 2 meteliktir (20 para). Ancak Osmanzade – Papaz köyü arası ücreti 1 meteliktir. Tramvayda 3 – 12 yaş arası çocuklar ile askerlerden yarım ücret alınmaktadır.
    Cumhuriyet döneminde kara ulaşımının hızla gelişmesi ve hattın elektrikli hale getirilememesi nedeniyle Karşıyaka tramvayı gittikçe köhneleşmeye başlar. Kaldırıldığı zaman dünyadaki son iki üç atlı tramvaydan biri durumunda olan Karşıyaka tramvayında kaldırılmadan önceki son bir yıl içinde 763172 yolcu taşınır.
    1930’ların başından itibaren çeşitli olumsuzluklardan hem yolcuların yakınmaları hem de İzmir basınında yoğun olarak yer almaya başlayan tramvay karşıtı yazılar artar. Sonunda İzmir Belediye Meclisi 1 Ekim 1939 tarihli toplantısında Karşıyaka tramvayının aşamalı olarak kaldırılmasını kararlaştırır. Hemen ardından da Soğukkuyu hattının rayları sökülür, cadde parke taşla döşenir ve Mareşal Voroşilof’un armağanı olarak İzmir Belediyesi’ne bağışlanan otobüs burada çalışmaya başlar. Sözünü ettiğimiz Karşıyaka – Soğukkuyu hattı Karşıyaka ulaşım tarihindeki ilk belediye otobüs hattıdır. Kısa zamanda kalan iki tramvay hattı da kaldırılır ve Karşıyaka tramvayı tarih içindeki yerini alır. Böylece “Tango Dönemi”nin bir şarkı güzelliğindeki tramvayları zamanı gelir ve tarih olur. Hem beton blokların hem de insanların üst üste yığıldığı büyük yerleşim yerlerinin hızına ve kalabalığına ayak uyduramayan tramvay geçmişe karışıp gider. Kalsaydı, günümüz sürücülerinin kırmızı ışıkta bile beklemeye sabrı olmayan bir düzende binlerce aracın arasında ne yapacaktı? Galiba, bu tür şeylerin (Nostaljik örnekler dışında) anılarımızda yaşaması daha güzel oluyor.
    XX. Yüzyıl başında, Karşıyaka çarşı girişinin iskele önünden görünümü. Tramvay Caddesi’nden gelen dar tramvay hattı, tam burada Soğukkuyu ve Papaz yönlerine ikiye ayrılmaktadır. Yerde döşeli taşlar arasındaki ıslaklıktan, bir gece önce yağmur yağdığını düşünebiliriz. Gölgeler, fotoğrafın kuşluk vakti çekildiğini göstermektedir. Caddenin ortasındaki şapkalı ve papyonlu beyefendi, elindeki gazeteden kimbilir hangi havadislere göz atıyor.
    Karşıyaka ulaşımının merkezi olan iskeleye uzun zaman vapur seferlerine uyan zaman dilimlerinde çalışan tramvaylar için ikinci ulaşım merkezi daha içerilerde yer alan tren istasyonudur. Bu nedenle söz biraz da demiryolu ulaşımı üzerinde dolaşsın isteriz. Gerçi İzmir’de Alsancak Garı çıkışlı ve imtiyazı 1856 yılında verilmiş “İzmir – Aydın Demiryolu” olarak bilinen ikinci bir hat daha vardır ama konumuz körfez ulaşımı olduğu için biz burada yalnızca Basmane Garı’ndan başlayan ve körfezi kuşatarak geçen İzmir – Kasaba (Turgutlu) demiryolundan söz edeceğiz.
    İzmir’den Turgutlu ya da o dönemdeki adıyla Kasaba’ya ulaşacak 93 kilometrelik demiryolu hattının imtiyazı 1863 yılında Edward Price adlı bir İngiliz’e verilir. Bu kişinin bir yıl sonra bir İngiliz şirketine devrettiği ve 25 Ekim 1865 tarihinde Manisa’ya kadar olan bölümünün yapımının tamamlandığı bu hattın resmi açılışı 20 Haziran 1866 günü yapılır. Yirmi sekiz yıl şirket tarafından çalıştırılan hattın imtiyazı 27 Temmuz 1894’te bu kez “İzmir Kasaba ve Temdidi Osmanlı Demiryolu Şirketi” adlı bir Fransız ortaklığına devredilir. Öte yandan bu hattın yaklaşık 8 kilometre uzunluğundaki İzmir – Birunâbad (Bornova) eki 20 Temmuz 1865 tarihinde işletmeye açılmıştır.
    Kasaba hattının açılışından başlayarak Manisa postasını yapan trenler Karşıyaka’ya uğrar. Çok geçmeden yalnız Karşıyaka için özel seferler düzenlenir. Ancak bu seferlerin ilgili müdürlükçe 1889 Ekim ayında kaldırılması Karşıyakalıların tepkisine yol açar. Tepkiler üzerine o günkü adı Nafia Nezareti olan zamanın Bayındırlık Bakanlığı 1891 yılı Ekim ayında seferlerin yeniden başlatılmasına karar verir.
    O tarihe kadar aksak olarak yürütülen Karşıyaka seferlerinin düzenli bir hale getirildiği 1893 yılında, yolculuğu 30 dakikada süren Karşıyaka hattının bilet bedelleri birinci mevki için 5 kuruş, ikinci mevki için 4 kuruş, üçüncü mevki için 3 kuruştur. Bu mevkilerin gidiş – dönüş bilet bedelleri ise sırasıyla 8, 6 ve 5 kuruştur. 1897’ye kadar günde 12 olan sefer sayısı bu tarihte 9’a indirilir. 6.25’te hareket eden ilk trene karşılık son sefer 18.50’dedir. Aynı yılın Ekim ayında sefer sayısı bu kez 8’e indirilir.
    21 Ağustos 1903’de ülkemizde ilk kez tren – tramvay bağlantılı kombine bilet uygulaması Karşıyaka hattında başlar. Bu hatta tek biletle Konak’tan tramvayla Punta garına, oradan trenle Karşıyaka’ya ve oradan da yine tramvayla Papaz ya da Tomazo’ya kadar ulaşılabilmektedir. Büyükşehir Belediyesi tarafından günümüzde uygulanmakta olan metro, otobüs, vapur entegrasyonunun ilk örneği budur.
    Cumhuriyetten sonra Basmane’den Çiğli’ye kadar ulaşan banliyö hattının devreye alınmasıyla Karşıyaka ulaşımında demiryolunun payı oldukça önem kazanır. Özellikle Çiğli, Şemikler, Yalı, Nergiz, Alaybey ve Bayraklı’daki işçileri İzmir’in sanayi bölgesindeki fabrikalardaki işlerine taşıyan trenler yıllarca çok önemli bir işlev görür.
    Bu satırların yazıldığı günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesinin İzmir metrosunun ikinci etap projesinde Üçyol – Üçkuyular hattı ile birlikte; mevcut demiryolu sistemini de uygun hale getirerek Aliağa – Menemen hattını hizmete açmak için çalışmalarını sürdürmesi, körfezin XIX. Yüzyılın sonundan XX. Yüzyılın sonuna kadar egemenliğini sürdüren vapur, tramvay ve tren üçlüsünden sonra XXI. Yüzyılda yeni serüven olacak olan metro, otobüs, vapur söylemi ile anılacağının müjdesi olmuştur.

    BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
    ZİYARETÇİ YORUMLARI

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

    BİR YORUM YAZ